"Bir kadının temel niteliği, erkekler tarafından desteklenmesi ve onların ihtiyaçlarını karşılamasıdır." demişti; kadınlardan zihinsel açıdan hiçbir şey beklenemeyeceğini söyleyen o kadar çok erkek vardı ki.
Belli ki ruhu hiçbir şekilde” tüm engelleri aşıp tutkuyla yanmamış”
Reklam
"Gökyüzünde binlerce yıldız parıldıyordu. İnsan anlaşılmaz bir toplumla baş başa kalmış gibiydi. Tüm insanlar yatmış uyuyordu - yüzükoyun, sırtüstü ve sessiz."
Sayfa 28 - İletişim Yayınları, Çeviren: Suğra ÖncüKitabı okuyor
"'Yaşamın tatlı yanları' için, keklik ve şarap, görevliler ve çimenlik, kitaplar ve purolar, kitaplıklar ve boş zaman için tek bir kuruş ayrılamadı. Yapabileceklerinin en fazlası çıplak topraktan duvarlar yükseltmekti."
Sayfa 27 - İletişim Yayınları, Çeviren: Suğra ÖncüKitabı okuyor
"Kalbi, bedeni ve aklı, birkaç milyon yıl sonra olacağı gibi ayrı bölmelerde bulunamayıp henüz birbiriyle sıkı sıkıya bağlı olan insan yapısı düşünüldüğünde, iyi bir akşam yemeğinin iyi bir sohbet açısından önemi çok büyüktür. Kişi iyi bir yemek yememişse, iyi düşünemez, iyi sevemez, iyi uyuyamaz."
Sayfa 22 - İletişim Yayınları, Çeviren: Suğra ÖncüKitabı okuyor
"Ama o kadın, kurmaca edebiyattaki kadındır. Gerçek hayatta ise bir odada üstüne kilit vurulabilir ve orada sağa sola savrularak iyice hırpalanabilirdi."
Reklam
"Bir kadının başlıca gurur kaynağı, hakkında konuşulmamasıdır." | Perikles
Virginia Woolf un dediği gibi Bir kadının parası ve kendine ait bir odası olması lazım...
Zira her ne kadar da Shakespeare'in ruh hali hakkında hiçbir şey bilmediğimizi söylesek de, bunu bile söylerken onun ruh hali hakkında bir şey söylemiş oluyoruz. Shakespeare hakkında Donne, Ben Jonson ya da Milton'la kıyasla bu kadar az şey bilmemizin nedeni, belki de onun kinlerini, hınçlarını ve antipatilerini bizlerden saklamasıdır.
Sayfa 75
İsterseniz kitaplıklarınıza kilit vurun; ama zihnimin özgürlüğüne vurabileceğiniz ne bir kilit var ne de sürgü, ne de kapatabileceğiniz bir kapı!
Reklam
Babasının insafına kalmış olan cep harçligi bile onun ancak çıplak kalmamasina yetecek kadardı. O yüzden de, tümü de yoksul olmasına rağmen Keats, Tennyson ya da Carlyle gibi yazarlara bile nasip olmuş olan türden tesellilerden mahrumdu. Örneğin bir yürüyüş gezisinden, kısa bir Fransa yolculuğundan, ya da ne kadar perişan olursa olsun, ailelerinin talep ve zorbalıklarına karşı ona bir sığınak sağlayan türden, tek başına yaşayabileceği bir barınaktan bile yoksundu. Bu tür maddi olanaksızlıkların aşılması çok zordu belki ama maddi olmayanlar daha da beterdi bir kadın için.
Sayfa 70 - Koridor
Her şeyden önce, on dokuzuncu yüzyılın başlarına kadar dahi annesi ve babası olağanüstü varlıklı ya da soylu olmadığı takdirde, bir kadının sakin ve ses geçirmez bir oda şöyle dursun sadece kendine ait bir odası olması bile söz konusu değildi.
Sayfa 70 - Koridor
"Her şey karanlıktı, ama belirgindi de, sanki alacakaranlığın bahçenin üzerine örttüğü tül, bir yıldız ya da bir kılıçla ikiye ayrılmış, sanki korkunç bir gerçek, her zamanki usulüyle bir şimşek gibi parlayarak ilkbaharın bağrından kopup ortalığa saçılmış gibi. Çünkü gençlik..."
Sayfa 20 - İletişim Yayınları, Çeviren: Suğra ÖncüKitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.