Martin yine de kırıldı. Ruth’un eleştirisi hakkaniyetliydi. Bunu biliyordu, ama o hikayesini okuldaki gibi düzeltilsin diye paylaşmamıştı Ruth’la. Ayrıntılar o kadar önemli değildi; onların icabına bakılırdı. Hataları düzeltebilir ve hatasız yazmayı öğrenebilirdi. Hayatın içinden büyük bir şey yakalayıp bunu hikayesinin içine hapsetmeye çalışmıştı. Ruth’a okuduğu şu veya bu yapıdaki cümleler, noktalı virgüller falan değil, hayattan çıkardığı o büyük şeydi. Ruth’un da kendisiyle birlikte ona ait olan bu büyük şeyi hissetmesini, onu kendi gözleriyle gördüğünü, kendi beyniyle tutup oradan çekip aldığını ve kendi eliyle yazdığı kelimelerle o sayfalara yerleştirdiğini duyumsamasını istiyordu. Maalesef bu gizli niyetini yerine getirememişti.
Hikaye Türk okuru için ne anlam ifade ediyor? Virginia Wolf ve Stefan Zweig'ı ne çok okuyoruz. Sabahattin Ali hâkezâ. "Hayatımız roman", hikâyelerimize dair bir deyiş. "O değil de" diye sözü ortasından koparaşlarımız hâkeza.
Hikayede şiirin yeri nedir? Şiirsiz hikâye olur mu? Ali Ural, Nazan Bekiroğlu... Sıtmalı kesik