"Çünkü insan denilen mahlukun en önemli niteliklerinden biri unutmaktı. İyiliği de kötülüğü de acıyı da mutluluğu da korkuyu da sevince de unuturlardı. O yüzden aynı hataları tekrarlarlardı.
"Zerdüşt otuz yaşındayken yurdunu ve yurdunun gölünü terk edip dağlara çıktı. Burada başını dinledi ve yalnızlığının tadına vardı ve on yıl boyunca da bundan usanmadı." Bu cümlelerle başlıyor roman. Daha sonra "armağan vermek ve paylaştırmak istiyorum" düşüncesiyle insanların arasına karışıyor Zerdüşt "Seviyorum insanları" diyerek. Halk ise
Zerdüşt'ün dediklerini anlamıyor ilk başta ve gülüyor ona. "Ben onların dinleyecekleri ağız değilim."
Bir oturuşta sayfalarca ve saatlerce okuyacağınız bir kitap olmadığını söylemek isterim. Benim uzun zamandır elimde ve parça parça okumalar yapıyorum. Dili ve sindirmesi ağır bir kitap. Düşünmenizi, kafa yormanızı ve sorgulamanızı istiyor sizden.
Pek çok düşünce yer alıyor kitapta. Savaş, dostluk, erdem, evlilik, mutluluk, tin, tanrı... Katılmadığınız veya zıt düşüncelerde olduğunuz bölümler illaki oluyor, fakat karşı görüşleri de dinlemek kendimizinkilere iyice sığınmak değil midir aslında? Sürece yayarak, yavaş ve kısım kısım okunması dahilinde kesinlikle tavsiye edeceğim bir roman.
Böyle Söyledi ZerdüştFriedrich Nietzsche · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202037,5bin okunma