Bir şey meydana getirirken, bir resim çizerken veya bir kütüphane yaparken, bir teori üzerinde çalışırken, şiir okurken, güzel bir kitabın sayfalarını çevirirken yaşadığımı hissederim.
Merhaba arkadaşlar. Bu kez bir şiir kitabı ile sizlerleyim. Şiir kitaplarını okurken daha bir seçici olmaya çalışırım. Okuduğum dizelerde kendimi bulmaya çalışırım bazen. Nazım' ın bu kitabı aradığım eser oldu diyebilirim.
Normal şartlar da bir saat gibi kısa bir sürede okunabilecek bir kitap ama ben bir kaç güne yaydım bunu. Sindire sindire okudum. Bazen bir şiiri onlarca kez okuduğum oldu. Bazen ezberlediklerim.
Çok uzatmak istemiyorum. Okuyunca bana katılacağınıza eminim. Son olarak hepsi birbirinden güzel olan şiirlerden en çok beğendiğim Mavi Gözlü Dev, Minnacık Kadın ve Hanımelleri şiiri oldu. Herkese tavsiye ediyorum. Keyifli okumalar.
Bugün pazar...
Bugün, beni ilk defa
Güneşe çıkardılar.
Ve ben, ömrümde ilk defa
Gökyüzünün
Bu kadar benden uzak,
Bu kadar mavi,
Bu kadar geniş olduğuna şaşarak
Kımıldanmadan durdum
Sonra, saygıyla toprağa oturdum,
Dayadım sırtımı duvara.
Bu anda;
Ne düşmek dalgalara,
Bu anda;
Ne kavga, ne hürriyet, ne karım.
Toprak,
Güneş ve
Ben...
Bahtiyarım…
Ne güzel şey hatırlamak seni,
yazmak sana dair,
hapiste sırtüstü yatıp seni düşünmek :
filânca gün, falanca yerde söylediğin söz,
kendisi değil
edasındaki dünya...
Ağaca Tüneyen Baron 12 yaşında ailesiyle ters düşüp yaşamının kalan kısmını ağaçlarda geçirmeye karar veren Cosimo' nun öyküsüdür. Görünürde ailesine başkaldırı gibi görünsede aslında Cosimo toplumun kalıplaşmış değerlerine karşı çıkmıştır. Bütün ihtiyaçlarını ağaçların üstünde karşılayan Cosimo her ne kadar topluma karşı gibi görünsede onlarla işbirliği içinde yaşamını devam ettirmektedir. Bazen onlara yol gösterici olup onlarla içli dışlı olurken bazense kendi kabuğuna çekilip mutluluğu kitaplarda aramaktadır.
İtalio Calvino' nun en sevilen bu eserini aşırı beğenmiş olmasamda okuyucuya bir şeyler katacağını düşünerek tavsiye ediyorum.
Ömrünün büyük kısmını zorunlu olarak yurtdışında geçirmek zorunda kalan Mehmet Uzun Kürt Edebiyatının dünyada tanınmasını sağlayan büyük yazarlardan birisidir. 1987 yılında orjinal adıyla Mirina Kalekî Rind ( Yaşlı Rind ' in Ölümü ) olarak yayınlanan kitap, siyasi nedenlerle ülkesini terketmek zorunda kalan Serdar ' ın hikayesini konu alır. Mehmet Uzun ' un en kişisel romanı olarak bilinen eser bir nevi otobiyografi olarak da düşünülebilir. Eserden kısaca bahsetmek gerekirse ülkesinden ayrılan Serdar ' ın sınırda toplumdan soyutlanmış gibi görünen bir köyde toplumdan soyutlanmış gibi görünen Yaşlı Rind ile karşılaşmasını konu alır. Yaşlı Rind ' in cümlelerinden etkilenen Serdar bu gizemli adamı tanımak ister. Her sene ziyaretine geldiği Yaşlı Rind ' den Kürt diline, destanlarına, şiirlerine, şairlerine dair çok değerli bilgiler edinir.
"Ancak bir süre sonra okuma isteği dalga dalga yayıldı içime. Artık kitaplardan ayrılamıyordum. Kitaplar kendimi, insanları ve insanlığı tanımama yardımcı oldu. Önüme yeni kapılar açtılar."