Kırılgan bir zaman dilimindeyim. Gördüklerimi ve duyduklarımı yazdığımı düşünüyor, geçtiğim tüm şehirleri belleğimde tutuyorum. İnsanlar. Kediler ve köpekler. Sivrisinekler. Ağaçlar. Su kenarları. Oysaki tüm bu yaşananların basit bir kurmaca olması da mümkün.”
“Her şeyi parayla almaya ve aldığı şeyin ucuzlamasına değil zamlanmasına alışmış insan kadar mutsuzu yoktur.”
“Yazmayınca içinle kavgaya tutuşursun. Kendiyle kavgaya tutuşan bir insan her anlamda ayvayı yemiştir.”
Öyküler bize ne anlatır? Kısacık bir olay örgüsünde bir insanlık halini mi? Ya da herhangi bir yerde hiç farketmeden geçip gittiğimiz yaşamları mı ?
Kapak tasarımının tatlılığına bayıldığım kalemiyle yeni tanıştığım https://1000kitap.com/mtkaragol kısa kısa yazdığı öykülerde gerçek dünya ve olmak istediği arasında kalmış insanların, iç çatışmasını, kayboluşunu, öfkesini, kabullenişini anlatmaya çalışmış.
Sarı VosvosMete Karagöl · Mahal Kitap · 202264 okunma
Eser iki kısımdan oluşuyor. İlk bölüm Muallim Sabri'de üç öykü varken ikinci bölüm olan tanyeri'nden öyküler'de ise beş öykü var.
Doğuş öyküsünü dışta tutarsak öykülerin hepsinde yapı unsurları yerli yerindedir. Doğuş öyküsü de tanyeri'ni betimleyen bir özellikte olduğu için hoş görülebilir. Oysa bu öykü daha çok bir öykünün veya romanın girişi gibi duruyor. Doğuş'taki üslubuyla yazar , kitapta kendi anlatımının en zirve örneğini vermiş.
Sarı Vosvos kitabını da okumuş biri olarak Mete Karagöl'ün bu kitabını daha çok beğendiğimi belirtmeliyim. Sarı Vosvos'ta yer yer iç dökme havası estiren satırlar da yer alırken bu kitapta öyküler oluşturulurken yazar aradan çekilmiş ve kahramanlar daha yaşamdan alınmış.
En sevdiğim öyküsü mesleğimden ötürü Muallim Sabri olurken üslubunu en beğendiğim öykü de Doğuş oldu.
Mete Karagöl yayıncılık sektöründe nasıl varsa edebiyatımızda yazar olarak da uzun yıllar var olacak gözüküyor. Var olsun.
'70'lerin ortalarında henüz boşalmamıştır köyler. İhtiyar gözler şükürle sönük. Henüz sahip olma tutkusu kurnaz elektronlarını ekmemiş yorgun genç bedenlere. Ve henüz yalnız bir gezegendir Orta Anadolu. Yüce dağlar çizer uzay ufkunu. Hasan Dağı, Erciyes, ötede Süphan. Alamancı akrabalar, Vosvos arabalar, köy öğretmeni ve tek tük antenler, uzak karayolundan motor sesleri yetmez, erken çöken akşamlarda, metropollerin ışıltılı samanyollarına kuyruklu bir yıldız gibi takılmaya.