"İçim kararmış, yalnız kalmış, umudumu da kaybetmiş halde yeniden iskemleme yıkıldım. Artık gelip beni götürebilirler, hiçbir şey umurumda değil; yüreğimdeki son tel de koptu. Bana yapacaklarına hazırım."
"Yalnız cismin değil, ruhum da, aralarında bir uyuşma olmaksızın kalbimle sürekli zıt gidiyorlardı. Garip bir dağılma ve bölünmeden geçiyordum sürekli. Bazen bir şey düşünüyor, buna kendim de inanmıyordum. Bazen içimde kendime karşı bir acıma duygusu beliriyor, ama aklım ayıplıyordu beni. Birisiyle konuşsam, bir şey yapsam, türlü konularda söze karışsam gönlüm başka yerde oluyordu, aklım başka yerde, ve ayıplıyordum kendimi. Dağılan, çözülen bir kitlendim ben. Sanki hep böyleydim, böyle de kalacağım; acayip, biçimsiz bir karışım..."