Zihnimin artık hiçbir şey düşünmek istemediğinden bahsetmiştim, ancak varlığının o daracık sınırları içinde halinden memnun bir kayıtsızlıkla yaşamayı sürdüren, her günü bir şekilde diğerine bağlayıp ağaçların yaprak döktüğünü fark edince kış mevsiminin geldiği dışında bir şey düşünemeyen varlıklara karşılaşmak içinde bulunduğum kargaşayı biraz olsun susturuyor.
“Şimdi gözümün önündeki görüntüler renkli kırları andırıyor.
Korkacak bir şey yok.
Kırlarda koşuyorum.
Sanki bir deniz kentinde yaşamıyorum.
Hep kırlar.
Esintiyle birlikte eğilen otlar arasında bir başımayım.
Birazdan ölüm beni alacak.”
“Gittiġim her yerden az evvel çıkmış gibiyim,
Nereye bakarsam bakayım bulamıyorum kendimi.
Olduğum hiçbir yerde değilmişim gibi geliyor,
Olmadığım her yerde de varmışım gibi…”