"Burada şahit olduğumuz vaka, yalnız bir Ermeni kadınının İngiliz hakimiyetinde olmayan bir Kürt bölgesine gelerek, yıllar önce bıraktığı oğlunu tekrar hiçbir sorun çıkmadan geri almasıdır."
"+ türkler gibi gözlerinizi kör eden insanları nasıl sevebilirsiniz?
- türkler seni nasıl kör etti?
+ Karımı, oğlumu, toprağımı ve cemaatimi artık göremiyorum! cevabını verdi."
Kürtler Kızılbaşlığın kökenini şöyle anlatıyorlar: Sultan Selim'in İran ile savaştığı dönemde, Şah İsmail Safevileri Şia yoluna döndürmeleri için çok sayıda misyoneri Küçük Asya'ya gönderdi. Bu tehlike karşısında Sultan Selim, Şiiliği kabul edenlere tekrar Sünniliğe girmeleri, aksi halde ülkeyi terk etmeleri için kırk günlük mühlet verdi. Ancak Şiiliği seçmiş olan Kürtler, 'Ferman padişahınsa dağlar bizimdir' diyerek dağlara çekildiler ve inançlarını bugüne kadar korudular.
Gençlerin çoğunluğu Latin harflerinin Kürtçeye daha uyumlu olduğuna inanıyor ve bunun Kürdistan’da geçerlilik kazanmasına çalışıyorlar, fakat daha yaşlı kuşaklar ve özellikle din adamları böyle bir yeniliğe Islami temellerle karşı çıkıyorlar.
Aşağıdaki özdeyiş bir Kürdün kızını neden bir Türk'e vermeyeceğini anlatmak için yeterli.
"Sa û mî bi hev re baz nadin"
(Köpekle kuzu birlikte koşmaz)
(Köpeğin kuzuyla ilişkisi olmaz)