“Kocaman, masalsı gözleri vardı, karanlığı aydınlatan bir çift parlak beril; öyle derin gözler ki insan bir denize, bir duygu okyanusuna düşer gibi onlara düşebileceğini sanıyordu.”
“Kadınlar vahşi doğalarıyla ilişkilerini yeniden kurmak istedikleri zaman, içerideki ve dışarıdaki dünyalarda çoşkulu bir hayatın yolunu gösteren, bunu telkin ve teşvik eden kalıcı ve içsel bir gözlemci, bilge, hayalperest, kahin, esin kaynağı, sezgi sahibi, yapıcı, yaratıcı, mucit ve dinleyicinin yeteneğiyle donanırlar. Kadınlar bu doğaya yaklaştıkça, o ilişkinin gerçeği, üzerlerinde akkor parlaklığında yayılır. Bu vahşi öğretmen, Vahşi Anne, vahşi usta, her türden iç ve dış hayatlarını destekler… “
“Hiç düşüncelerinizi gözlemlediniz ya da yazdınız mı? Size meydan okuyorum, bir günlüğüne deneyin. Her iki saatte bir oturun ve o anda ne düşündüğünüzü yazın. Sadece kendinizden korkmayın. Düşüncelerimizin çoğunun hiçbir anlamı yok.”
“Düşüncelerimize hakim olma arzusu modern uygarlık kadar eskidir. MÖ beşinci yüzyıldan bu yana, her çağdan ve bölgeden filozoflar bir konuda hemfikirdir: İnsan zihni sorunları çözen bir araçtır. Ve pek çok filozof, düşüncelerinizin kalitesinin yaşamınızın kalitesini belirlediğini savunur. Konfüçyüs'ten Sokrates'e, Descartes'tan William James'e kadar hepsi kendi düşünme yöntemlerinden, yani dünyaya bakış açılarından bahsederler.
Çoğumuz Sokrates'in her şeyi, hatta kendinizi bile sorgulama yöntemini biliriz. "Bildiğim bir şey var: Hiçbir şey bilmediğim", Sokrates'in yeryüzündeki en bilge adam ilan edildiğinde Delphi Kahinine söylediği ünlü sözdür. Hiçbir şey bilmediğini düşünmesi onu bilge yapar. Bu bir düşünce tarzıdır.”