Kahve ve Gösteriş
“Kahve… gösteriş yapmaya vesile olduğu için de 17. ve 18. yüzyıllarda saraylıların ilgisini çeker.”
-Keyif Verici Maddelerin Tarihi, KırmızıKedi Yayınları, syf: 28
Sayfa 28Kitabı okuyor
Eski şeyler, yerine yeni bir şey konulamadığı sürece değiştirilemezler.
Sayfa 42
Bir masalda en küçük kızın babasına duyduğu
sevgiyi tuz sevgisiyle kıyaslaması ne kadar garip gelir bize:
"İçinde tuz yoksa, en iyi yemek bile lezzetli değildir, o yüzden
ben babamı tuz kadar severim
Sayfa 12
Bu dolaysızlığı nedeniyle, içmenin ilkel insan için tehdit kar bir yönü vardır. İnsan bir başka şeyin ruhunu içerek içine aldığı ölçüde, kendi ruhunu yitirir. Bunun klasik örneği şaraptır. Şarapla sarhoş olan insan artık kendi ruhuna sahip değildir, şarabın ya da şarap tanrısının ruhuyla doludur.
Güzel kafa tabii :)
"İçinde tuz yoksa, en iyi yemek bile lezzetli değildir, o yüzden ben babamı tuz kadar severim."
Sayfa 12Kitabı okudu
Afyon hem müthiş bir kar bırakır, hem de satıldığı halkları uyuşturur. Afyon düşlerine dalan biri, sömürgeciliğe karşı ayaklanmak bir yana, sömürgecilik karşıtı fikirlere bile kapılmaz.
Sayfa 224Kitabı okudu
Ortaçağ'da baharatların simgesel anlamıyla fizyolojik tadı iç içedir. Toplumsal ilişkiler, iktidar ilişkileri, zenginlik, prestij ve her tür fantezi "tadılır". Tat, toplumsal ve kültürel bir zevke dönüşür.
Sayfa 15 - Kırmızı Kedi, 5.Baskı(Şubat 2022)
Beyinlerde devrim yapmak; umudumuz budur, insanlığın geleceği için mücadele eden herkesin çabası budur.
Orta çağ insanı, genellikle açık havada bedeniyle çalışır. Burjuva ise giderek beyin işçisine dönüşmüştür, işyeri yazı masasıdır, bedeni oturma pozisyonundadır.
Sayfa 47Kitabı okudu
İnsanlar burada gazete okur, satranç oynar, tanışır. Daha evcimen kahvehanelere alışık olan Almanlar Paris kahvehanelerini yadırgarlar.
Sayfa 67 - ©Genesis Kitap
Yüksek ortaçağda Doğu, Arap kültürü demektir; Avrupalılar bu kültürle ilk kez haçlı seferlerinde tam anlamıyla bir ilişki kurmuşlardır.
“İçinde tuz yoksa, en iyi yemek bile lezzetli değildir, o yüzden ben babamı tuz kadar severim.”
Sayfa 14Kitabı okudu
İçki içmek eskiden beri şu anlama gelir: topluluk oluşturmak. Eski içme ritüelleri, birlikte içki içenler arasındaki bağların gözler önüne serildiği gösterilerdir.
Sayfa 191 - Kırmızı Kedi Yayınevi