Yıllar yıllar önce Suç ve Ceza'yı okumuştum ben. Dostoyevski’den okuduğum ilk kitap olma özelliğini de taşıyordu benim için. O zaman okuduğumda çok etkilenmiştim, ki önceki okuduğum kitabın çevirisi Hasan Ali Yücel klasiklerine bağlı değildi, çeviri oldukça kötüydü. Bu yüzden şimdi daha bir zevkle okudum diyebilirim. Bu başyapıtı herkes bilir, okumuştur, okumayan da konusunu bilir. Raskolnikov adında eski bir üniversite öğrencisinin işlediği cinayeti anlatıyor kitabımız. Kitapta, suç ve suçlu psikolojisi, o dönemin Rus toplumu, fakirlik, Rus toplumundaki sınıf eşitsizliği, aydın-halk arasındaki derin uçurum, o dönemin Rusya'sının siyasi yapısını çok güzel bir şekilde anlatıyor. Ki bu konular da günümüzde hâlâ mevcut olan sorular, sorunlar. Bu kitabı bir klasik, bir başyapıt yapan da bu. Toplumcu özellikleri yanında kitaptaki karakterler de müthiş bir gerçeklikle verilmiş. Raskolnikov, Sonya, Pyotr Petroviç, Razumihin başta olmak üzere tüm karakterleri ayrı ayrı hissettim, anladım, içime çok dokundu. Özellikle Razumihin karakteri beni çok etkiledi. İlk okuduğumda bu kadar etkilenmiş miydim acaba merak ediyorum. Her şeyiyle çok iyi bir dost, fedakar bir arkadaştı. Suç ve Ceza, sizi hem üzer, sorgulatır, yüzünüze gerçekleri çarparken aynı zaman da kitabın sonunda size bir umut ışığı vadeder.
Keyifli okumalar.