Kur’an, İsa’yı Ahd-i Cedîd’de olduğu gibi Meryem’den babasız olarak doğmuş kabul eder (XIX. 16-34). Bu bakımdan o Âdem Peygamber’e benzer, o da Tanrı buyruğuyla var olmuştur (III. 59). İsa bir peygamberdir, Rûhü’l-Kudüs’le teyid edilmiştir (II. 87, 136, 253, III. 84, IV. 157, 163, VI. 85, XLII. 13, LXI. 6). İsa, Tanrı’nın kelimesidir (III. 45), Tanrı, onu Meryem’e ilka etmiştir (IV. 171). Peygamberlik bakımından öbür peygamberlerle bir farkı olmamakla beraber Ulü-l Azm denen ve Nuh, İbrahim, Mûsa ve Muhammed’le kendisinden ibaret bulunan beş büyük peygamberlerin biridir (XXXIII. 7).
Sevgili güneşim de doğup ruhuma doldu
Bir sabah zaferle görkemlerle erkenden,
Ah, sonra gitti, ancak bir saat benim oldu,
Kara bulutlar onu yine gizledi benden.
Bu yüzden ona karşı sevgim kapılmaz hınca,
Yerdekiler solmaz mi gökteki güneş solunca?
Ey sonsuz ışık, yalnızca kendinde varsın. Kendini yalnızca sen tanırsın, tanıdığın, tanındığın için kendine güler, sevdalanırsın!
Dante, Cennet XXXIII, 124
Başkalarını bilmek akıllılık, Kendini bilmek irfan sahibi olmaktır.
Başkalarının üstesinden gelen iktidar sahibi, Kendisinin üstesinden gelen ise güç sahbidir.
Neyin yeterli olduğunu bilmek zenginlik, Azimle yol almak irade sahibi olmaktır.
Sahip olduğunu kaybetmemek kalıcı olmak, Ölüp unutulmamak uzun ömürlü olmaktır
"Ey sonsuz ışık, yalnızca kendinde varsın.
Kendini yalnızca sen tanırsın, tanıdığın,
tanındığın için kendine güler, sevdalanırsın!
- Dante, Cennet XXXIII, 12