Selam arkadaşlar Bir cinayete tanıklık etseydiniz ne yapardınız?
Polisi mi arardınız?
Korkup kaçar mıydınız?
İkisi de değil mi?
Bu kitaptaki karakterimiz evinin penceresinden karşı binada işlenen bir cinayete şahit oluyor. Fakat öyle düşündüğünüz gibi kimseye haber vermiyor ya da veremiyor desek daha doğru.
Bu sizce suç mu?
Sizce neden yaptı böyle bir şey?
Kitap,Karşı apartmandaki cinayete tanık olan Profesörün bu durumu ihbar edip etmemek üzerine yaşadığı iç çatışmayı konu ediniyor. Polisiye bir kitap değil daha çok felsefik ve psikolojik.Oldukça akıcı bir anlatıma sahip. Karakterin İç hesaplaşmalarını korkusunu, içinde bulunduğu durumu çok güzel aktarmış yazar.
Peki ne yapıyor karakterimiz sonrasında polise ya da başka birilerine haber verip üstündeki bu yükü atabiliyor mu?
Dag'ın Murakami’nin çok sevdiği yazarlardan biri olduğunu öğrendim. Murakami okumadım daha önce fakat çok popüler bir yazar mutlaka okuyacağım.
"Yapmaya muktedir olmadığımız şeyleri şiddetle arzuluyor ama bu muktedir olamama halimizle yüzleşemiyoruz"
Hikayenin geçtiği mekanlar çok detaylı anlatılmış, Norveç gelenekleri ve mutfağı da önemli yer turmuş kitapta.
Cinayeti neden haber vermek zorunda ya da haber vermezse ne olacak gibi sorular eşliğinde, zaman zaman tek düze giden,zaman zaman da merak uyandıran iyi bir kitaptı.
Eğer psikoloji ve felsefeyle harmanlanmış eserler seviyorsanız bu kitabı mutlaka okumalısınız. Karakterin iç hesaplaşmasından kendinize paylar çıkaracaksınız eminim.
Okuyanları yorumlara bekliyorum kitapla kalın sevgiler