Kitap sürekli şiddet gören çocuk karakter Zezé ve onun hayal dünyasını okuyucuya hissettirmesi bakımından kaliteli bir eser. Sayfaları çevirince kan akışınızın olaylara göre hizlanip yavaşladığını hissedeceksiniz. Minik kardeşi Luís, abisi Totóca, Edmundo dayı ve dindinha. Hepsi ailenizden biri olacak, en çok da Zezé. Zezé içimizdeki yarım kalmış
Ağlarsam ayıp olur mu?" (syf. 68)
-Acıyı küçük yaşta keşfetmiş bir çocuğun hikayesi-
Aynı evrende yaşamamalı cellatlar ve çocuklar; Ya ölmeli cellatlar ya da hiç doğmamalı çocuklar. Cinayet birini bedenen öldürmekle olmuyor. Birinin ruhunu öldürmekte cinayettir.
"- biliyor musun, insanları öldürüyorum portuga.
+ bunu nasıl yapıyorsun zeze?
- onları unutarak..." İşte bu ruhu katledilmiş bir çocuğun kanıtı. Zeze' nin öyküsü... Zeze içinizi o kadar ısıtıyor ki anlamak için okumak gerek. Hani bazı kitaplar vardır kağıtta kalmaz insanın ruhuna dokunur
Şeker Portakalı
Şeker Portakalı aynen böyle bir kitap. Bütün duyguları en dibine kadar yaşıyorsunuz en çok da acıyı.
Şeker Portakalı' ndaki minik Zeze bana hep Feride Çiçekoğlu'nun
Uçurtmayı Vurmasınlar
Uçurtmayı Vurmasınlar kitabındaki Barış'ı çağrıştırmıştır. Hayata ve çevresindekilere karşı duyduğu meraklı bakış açısı ve öğrenme çabasıyla ondan bir parça görerek ve onu hayal ederek okuduğum bir kitap oldu. Zeze ve Barış' ın göğe olan tutkusu o kadar güzeldi ki keşke çevresindekilerde bunun anlamını bilselerdi. Özellikle de Zeze'nin 'Gökyüzünün benim için ne anlama geldiğini anlayamazdı.' dediği ve Barış'ın 'Bizim göğümüzün yalnızca gündüzü var. Senin göğünde akşam oluyor mu İnci' dediği yerde kaldım....
Şeker PortakalıJosé Mauro de Vasconcelos · Can Yayınları · 2022230,2bin okunma