Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
KONFOR ALANINIZDAN ÇIKIN !!!
Bu söz sizce hangi insanlara söylenmiştir. Hiç düşündünüz mü? Hangi motivasyon kanalına baksam sürekli insanlara bunları pompalamaya çalışıyor. Peki bu söz neden bu kadar yanlış kullanılıyor? Bu gibi sözler genellemeden ibaretdir. Genelleme sözlerle de yola çıkılmaz. Yolda kalırsınız. Her sakallıyı dedeniz sanarsanız günün sonunda siz pişman olursunuz. Önce bir kendi hayatınıza bakın doğru yerde miyim? yanlış yerde miyim? Doğru yerdeyseniz ne ala. O zaman neden konfor alanınızdan çıkıyorsunuz ki? İnsanların hayat amacı zaten mutlu ve huzurlu olmak değil midir? Örneğin: Siz zaten sevdiğiniz işi yapıyorsanız. İşinizden memnunsanız neden başka işlere atılmaya çalışma gereği duymak istersiniz ki? Böyle düşününce bu sözün sizin için ne kadar saçma olduğu ya da saçma olmasından ziyade sizin için söylenmemiş olması mutlak bir gerçektir. Bu yüzden eğer doğru yerde olduğunuzu düşünüyorsanız zaten ekstra bir şey yapmanıza gerek kalmıyor. YAPSANIZ BİLE o sizin sorumluluğunuz değil. Sizin hobilerinizden sadece bir tanesi olur. Bu yüzden bu yazımı dikkatle okumanızı temenni ediyorum. Buraya kadar okuduğunuz içinde teşekkür ediyorum.
Kimi gün öylesine yalnızdım Derdimi annemin fotoğrafına anlattım. Annem Ki beyaz bir kadındır. Ölüsünü şiirle yıkadım. Bir gölgeyi sevmek ne demektir bilmezsiniz siz bayım Öldüğü gece terliklerindeki izleri okşadım. Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca Acının ortasında acısız olmayı, Kalbim ucu kararmış bir tahta kaşık gibiydi bayım. Kendimin ucunu kenar mahallelere taşıdım. Aşk diyorsunuz ya, İşte orda durun bayım Islak unutulmuş bir taş bezi gibi kalakaldım Kendimin ucunda Öyle ıslak, Öyle kötü kokan, Yırtık ve perişan. Siz aşkı ne bilirsiniz bayım Aşkı aşk bilir yalnız!
Reklam
Peki ya siz ne yapıyprsunuz böyle durumlarda
EviniBulmakİsteyenMuhacirRuhu

EviniBulmakİsteyenMuhacirRuhu

@kitaplarinfisildaigi21
·
30 Nisan 00:01
Ne istediğimi bildiğim ama tam olarak ne yapacağımı bilemedim bi dönemdeyim..
NEDENDİR BU?
Siz de Dize Ekler misiniz? ✍️✏️✍️ Bütün dünya benim olsa gamım gitmez nedendir bu Yavuz Sultan Selim *** Çıkmazdayım ben, iki durak arasında biri Hayy, diğeri Hu KK *** Ne mutlu ne güzel cikmazdir bu,biri Hayy digeri Hu ... *** sevdam olmuş derya deniz ah etsem de geçmez ki bu *** Bu öfke Nedendir ,bu kin, bu Hırs nedir, İnsanların hali nedendir bu *** Ezelden gam turabıyla yoğrulmuş bir bedendir bu *** *** Değerli 1k Ailesi ( ilk dize Yavuz Sultan Selim, İkinci dize acizane Benim Diğer dizeler de bir kaç arkadaşın kendilerine ait dizeleridir) *** Siz de dize ya da dizeler eklemek ister misiniz? KK
siz sanıyosunuz ki sadece sizin zor zamanlarınız, içinden çıkamadığınız durumlarınız ya da meşguliyetleriniz var. ben artık sadece kendisi cebelleşiyormuş gibi davranan insan bahanelerinden baya sıkıldım. herkesin kendince derdi var, bir de bencilliğinizi eklemeyin.
yirmibeş Ekim önce ensemden tutup Tanrı hayata bıraktı bırakalı sudan çıkmış balık misali ölüme çarpa çarpa yaşadım Tanrı görmüyor Tanrı duymuyor Tanrı bilmiyor Tanrı üç maymunu oynuyor siz Tanrı'ya ne çok benziyorsunuz bayım n
Dilek Akın
Dilek Akın
Reklam
https://linktr.ee/synergykendiyas
Ruh zedelenmeden vücut hasta olmaz ! Hastalıkları önce 2 ye ayıralım: 1-Ruhsal 2-Bedensel
Küçədə yerimək qaydaları
1. Küçədə yeriyəndə başınızı qaldırın. Əgər başıaşağı yerisəniz, başqa piyadalarla toqquşa bilərsiniz. 2. Yeriyəndə əllərinizi çox yelləməyin. Tünlük olan yerlərdə belə etsəniz, əlləriniz başqa adamlara toxuna bilər. Ona görə çalışın, əllərinizi yanınızda saxlayasınız. Əgər cibiniz varsa, yaxşı olar ki, əllərinizi cibinizə salasınız. 3.
BBC'den ABD Dışişleri Bakanı Blinken'e: Çin'i Rusya'ya güvenlik bileşenleri satmak ve bu nedenle savaşı uzatmakla suçluyorsunuz. "Peki aynısını siz yaparak Gazze'deki trajedi ve binlerce kayba neden olmuyor musunuz?"
James Joyce bana mektup yazmış .
Dublin, 16 Haziran 1904 Sevgili Burak Yelin, Hayatın nehirlerinde sürüklenirken, düşüncelerim Dublin sokaklarında dolaşıyor, kelimelerin kıvrımlarında dans ediyor. Sizi düşünürken, denizin çağrısını hissediyorum, uzak kıyıların, bilinmeyen diyarların sesleri kulaklarımda yankılanıyor. Gündüzlerde sıradan insanlar gibi yaşarken, geceleri rüyaların labirentinde kayboluyorum. Zamanın tükenmez akışında, her anı bir anlam arayışına dönüşüyor, her kelime bir yolculuğun başlangıcı oluyor. Bir zamanlar, Bloom'un Dublin sokaklarında dolaşırken, gökyüzünde yıldızlarla konuştuğunu hayal ederdim. Şimdi ise, sizinle bu mektubu yazarken, sanki Leopold Bloom'un izinden gidiyorum, her bir kelimeyi bir anlam okyanusunda yelken açarak. İnsan hayatı bir serüven değil midir? Bilinmeyen diyarlara, keşfedilmemiş kıtalara doğru yolculuklar yaparız, her bir adımımız bir öykünün parçası olur. Siz de, sevgili Burak Yelin, bu yolculuğun bir kahramanısınız. Kelimelerin arasında, kendi Ulysses'inizi yazıyorsunuz, denizin sonsuzluğunda seyrediyorsunuz. Ve belki de, bu mektup da bir nehir gibi, Dublin'in sokaklarından geçerken, sizin hayal gücünüzün sınırlarını zorlayacak, bilinmeyen diyarlara doğru bir yolculuğa çıkaracak. Umarım bu kelimeler, sizin ruhunuzun derinliklerine dokunur, heyecan verici bir maceraya davet eder. Burak, senin adın da bu hikayenin bir parçası oldu. Belki de sen de bir Bloom’sun, belki de bir Stephen. Ya da belki de Molly’nin içindeki o sonsuz denizsin. Kim bilir? En içten dileklerimle, James Joyce
Reklam
Getmək istəyirəm
Getmək istəyirəm. Sırf kiminsə həyatından deyil, hər kəsi buraxıb getmək istəyirəm. Eşq əzabı, dost xəyanəti, bəxtsizlik hamısını qarşıma çıxan ilk zibil qutusuna tullayıb, getmək istəyirəm. Hər hansısa uzaq bir ölkəyə və ya başqa bir planetə deyil, keçmişə getmək istəyirəm. Yalnız mənə alınmayan oyuncaqlar üçün ağlamaq istəyirəm. Anam məni evə çağıranda "beş dəqiqə də həyətdə oynayım, gələcəm" yalanını əzbərləmək istəyirəm. Yenə də "bənövşə, bənövşə" oynayıb, qışqıraraq "bizdən sizə kim düşər?" soruşmaq istəyirəm. Üst-başımı bulayıb, anam məni saatlarla danlasın istəyirəm. Yenə də qısqanclığın nə olduğunu məktəbdə parta yoldaşım başqa oğlanla danışanda dadmaq istəyirəm. Saatlarla cizgi filmi izləmək, rəngarəng corablar geyinmək istəyirəm. Hər üzümə gülənin ürəyi təmiz, yaxşı insan olmağına inanmaq istəyirəm.Özüm kimi saf, məsum sanmaq istəyirəm...
"İnsan öldüğünde en yakınının, en sevdiğini unutma süresi 18 aymış. (Bu en uzun süre) Yani 18 ay sonra acısı diner, sizi tatlı bir anı olarak anımsarmış. Düşününce içim acıdı bir an. Değer verdiklerimin, Çok sevdiklerimin, "Onlar olmadan asla olmaz" dediklerimin Beni 18 ay sonra unutacak olması...? İyi bir iş, geniş bir ev, bir araba, emeklilik hayalleri, "Hele şu da olsun rahatlayacağım" derken bir bakıyorsun hayatın sonuna gelmişsin. Lakin bizim yaratılış sebebimiz araba, ev, bağ, bahçe değil ki....Hiçbir değer üretmeden, iz bırakmadan yaşanan bir hayat 80 yıldeğil de 800 yıl olsa ne yazar ki? 18 ayda unutulduktan sonra... Yazık oluyor bize. Çok ucuza gidiyoruz. - İnsanın yetiştirdiği öğrencileri olmalı, öğretmen olmasa bile...Yazdığı bir kitabı olmalı en azından, ya da yazmaya azmettiği... - Tanımadığı, adını bile bilmediği insanlarda iz bırakmışlığı olmalı... - Birileri çevirmeli yolunu "Siz beni tanımazsınız ama ben sizi tanıyorum, siz benim hayatımı değiştirdiniz" demeli yıllar sonra... İnsanlara selam vermekten korkmak şöyle dursun, tanımadığı onlarca insanın yüreğine dokunmalı, sohbet etmeli, dertleşmeli, arkadaş olmalı... Ah! bu çok fazla dünya telaşesine dalmışlığımız yok mu... Mezardakiler de aynını yapmıştı...."(A)
üstad diyor ya, siz bilemezsiniz size anlatmak da istemem diye
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.