Eleme, kedere, hatta sevinci bir sınır tayin etmek… Bunu, yalnız şehirlerde olur bilirdim. Meğer insan, köylerde, dağ başlarında ve mağara kovuklarında da samimi olmak, içinden geldiği gibi, içinden geldiği kadar gülüp ağlamak hürriyetine sahip değilmiş.
Her şeyi bu kadar ciddiye almak, bu kadar öfkelenmek neden?
Reklam
İnsan, hayvanların en iğrenç olanıdır...
Onlar gibi olmak, onlar gibi giyinmek, onlar gibi yiyip içmek, onlar gibi oturup kalkmak, onların diliyle konuşmak... Haydi bunların hepsini yapayım. Fakat onlar gibi nasıl düşünebilirim? Nasıl onlar gibi hissedebilirim?
Yalnızlık dinmeyen bir sızıdır. Eğer, bazı kimseler, bunu benliğin bir çeşit kurtuluşu gibi göstermek istemişlerse yanılmışlardır.
Sayfa 109Kitabı okudu
Anadolu halkının bir ruhu vardı, nüfus edemedin. Bir kafası vardı, aydınlatamadın. Bir vücudu vardı, besleyemedin. Üstünde yaşadığı bir toprak vardı! İşletemedin. Onu hayvanî duyguların, cehaletin, yoksulluğun ve kıtlığın eline bıraktın.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.