Her yas on sekiz ay sürer-miş ben demiyorum Elvis’in rehberlik öğretmeni söylüyor
Elvis’in uyur gezer annesinin vefatı sonrası yine aynı uyur gezer hastalıktan mustarip ablası ve babası ile geçirdiği yas süreci anlatılıyor.
Öğretmeni ise acının on sekiz ayda geçeceğini söyleyerek ona bir çizelge tutmasını ve her ay işaretlemesini söylüyor.
Aylar çizgi atılıp geçerken ailenin her üyesinin yas sürecini nasıl yaşadığını okuyoruz.
Elvis kimi zaman içinde bir boşluk hissederken, ablası yoğun bir bocalama sürecine giriyor, babasının ise göz yaşlarına tanık oluyor.
11 yaşındaki bir çocuğun böylesine olgunluğu, sevgi dolu kalbi, sorumluluk anlayışını okumak çok güzeldi.
Yaşı itibariyle Elvis’in vefat sürecini çok acılı geçirmediğini, ailesine sahip çıktığını, gözlemlediğini ve kendine has bir alışma evresi geçirdiğini okuyoruz.
Çok kolay okunabilecek nitelikte yormayan okunmaya değer bir kitap kesinlikle
“Artık tek başımayım ama yalnız değilim.”
“Sanki anahtar veya raptiye benzeri keskin ve sert bir şey yutmuşum gibi hissediyordum. Karnımın içinde, iyice derinlerde keskin bir acı vardı.”
“Belki de ruh tıpkı mikrodalgada ısıttığımız donmuş bezelyelerin suyu gibi buharlaşıyor, havada su damlacıklarına dönüşüp her tarafı kaplıyorlardı.”
“Sevdiklerimiz her zaman iyi insanlar olmasalar da, hatta bazen açıkça kötü olsalar da insan yine de onları savunmak istiyor.”
“Cinayet, kaza, yaşlılık, kanser, intihar, ne olursa olsun sevdiğiniz bir insanı kaybetmeye hiçbir zaman hazır olamıyorsunuz.”