Yalta Konferansı
Güvenlik Konseyi'nin devamlı üyeleri için veto ilkesi kabul edildi. Üyelik meselesinde ise Ruslar, Türkiye ile Rusya ile diplomatik münasebetler kurmamış olan Güney Amerika devletlerinin Birleşmiş Milletler Teşkilatı'na üye olarak alınmamalarını istedi. Tartışmalardan sonra, 1 Mart 1945'e kadar ortak düşmana savaş ilan etmiş olanların üyeliğe alınması kabul edildi. Bunun üzerine Türkiye 23 Şubat 1945'de Almanya ve Japonya'ya savaş ilan etti.
Sayfa 361 - Timaş Yayınları, 20. BaskıKitabı okudu
Yalta Konferansı
Yalta Konferansı'ndan Roosevelt gayet hoşnut olarak ayrıldı. Churchill ise hiç hoşnut değildi. Bunun içindir ki, Churchill, hatıralarının Yalta ile başlayan kısmına Demir Perde adını koymuş ve Yalta'yı final olarak nitelendirmiştir. Gerçekten Yalta, Büyük İttifak'ın sonu oluyordu, işbirliği devresi son buluyor ve şimdi rekabet ile mücadele başlıyordu.
Sayfa 362 - Timaş Yayınları, 20. BaskıKitabı okudu
|.Yalta Konferansı'nda Dünya'ya dikte ettirilen kararlar lagvedilecek ve toplanacak ||. Yalta Konferansı'nda "Yeni Adil Dünya"nın temel kurum ve kuruluşların dayanacağı adil ilkeler belirlenecektir.
Sayfa 146 - Mgv YayınlarıKitabı okudu
Günümüzde deyim yerindeyse ipini koparmış, düzenini kaybetmiş bir dünyada yaşıyoruz. Dünyadaki tüm temel siyasi aktörler bir yeni dünya düzeni oluşturmak ve oluşacak olan bu yeni dünya düzeninde ön almak inisiyatif almak için kıyasıya bir mücadele içerisindedirler.
Dünya düzeni kavramı, dünya sistemi kavramı ile ilgilidir ve 19. yüzyıl sonlarına
Sayfa 25Kitabı okudu
10 Şubat 1943 toplanan Yalta Konferansı'nın altıncı oturumunda Stalin, Müttefik liderlerinden Montreux Antlaşması'nın değiştirilmesini resmen istemiştir. Stalin'e göre bu sözleşme Türkiye'nin Rusya' nın gırtlağına sarılmasına imkan veren bir antlaşma idi ve Sovyet Hükümeti bu durumu artık kabullenmek istemiyordu.
Sayfa 70Kitabı okudu
Bundan sonra İlk hedefiniz 2. Yalta Konferansı ve yeni bir dünya kurmaktır!
Necmettin Erbakan
Yalta Konferansı'ndan (4-11 Şubat 1945) hemen sonra, Mısır'da Suudi Arabistan Kralı ile yaptığı görüşme, Roosevelt'in Filistin konusundaki görüşlerinin Araplar tarafına kaymasına sebep oldu. Mısır'da Süveyş Kanalı üzerindeki Büyük Acı Göl'de U.S.S. Quincy adlı Amerikan savaş gemisinde yapılan bu görüşmede Kral Abdülaziz İbni Suud Başkan Roosevelt'i çok etkilemiştir. Kral, konuşması sırasında, birkaç defa, Arapların kendilerini silahla savunmada tereddüt etmeyeceklerini anlatmaya çalışmıştır. Daha sonra Başkan Roosevelt bu görüşmeden söz ederken, beş dakikada Filistin konusunda bütün hayatınca öğrendiklerinden çok daha fazla şey öğrendiğini söyleyecektir. Bunun neticesi olarak da Kral Suud'a, Amerika'nın Araplara karşı Yahudileri desteklemeyeceği konusunda kesin taahhütte bulunmuştur. Ölümünden bir hafta önce, 5 Nisan 1945'te Kral Suud'a yazdığı mektupta" da bu taahhüdünü tekrarlamış ve Filistin meselesinde Arap halkının aleyhine olabilecek hiçbir harekette bulunmayacağını bildirmiştir.
Sayfa 81 - Kronik Kitap 7. BaskıKitabı okudu
