BAHANE
Deniz kenarında uyumak için tulumum yok, tulumum olsa da bende o yürek yok. Aylardan belki Temmuz olsaydı, yanımda senin gibi sıkı bir dost ve iki taşın arasında közde pişen bir cezve kahve, birde şöyle sert bir sigara, ilaveten gökyüzünde ay, ama yusyuvarlak bir ay, dolunay; göğe asılı bir şekilde parlayan bir küre, işte o zaman cesaret eder de deniz kenarında uyurdum. Lakin dalgaların türküsü de yetmez bana, bir de ateş böceği ritim tutmalı, rüzgârda ıslık çalmalı, başımın üstünde birkaç martı çığlık atmalı ve Ay’ın suda yansıması, yakamoz da orada yanı başımda olmalı… Temmuz ayında Ağustos sıcağı, közde bir kahve, dudağımda bir de sigara ve yanımda senin gibi sıkı bir dost… Ehh arada bir de yıldız kayarsa sevgiliye göz kırpar gibi, yüzümüzde de bir gülümseme olursa tüm insanlara nispet yapar gibi, işte o zaman deniz kenarında uyumamak için bir bahane bulamam ki...
(ihtiyar - geçici insan masalları)