Aslında Quentin Skinner bu çalışmayı 12 Kasım 1997 de Cambridge Üniversitesi'nde verdiği açılış dersini genişleterek kitaplaştırmıştır. Kitap genel olarak Kral 1. Charles'in katiliyle başlayan İngiliz iç savaşı sırasında tartışılan iki başat fikir akımı olan Yeni-Romacı özgürlükçüler ve bunların karşıtı olan Thomas Hobbes ve Hobbesçuları konu edinmiştir. Skinner bu eserde katı bir monarşi taraftarı olan Hobbes ile Yeni-Romacı özgürlükçüler arasındaki amansız tartışmaları işlemenin yanında geleneksel liberalizm ile Yeni-Romacı özgürlükçüler arasındaki çelişkilere de dikkat çeker. Kitapta kölelik, özgürlük, yurttaşlık, sivil toplum ve doğal toplum kavramları sıkça tartışılır. Velhasıl kısa olduğu kadar kendi alanında doyurucu bir kitaptır. Okunması dileğiyle....
Eski zamanların birinde 4 eşi olan bir kral varmış.
Bir gün kral hastalanmış ve ölüm döşeğine düşmüş.
Ölümden sonra yanlız kalmaktan korktuğu için dörtüncü ve en
Çok sevdiği, kendisine elmaslar, altınlar aldığı eşine sormuş.
–Benimle ölür müsün ve yolculuğa benimle gelir misin ?
DÖRTÜNCÜ EŞİ: Üzgünüm ama bunu yapamam, demiş ve
Çekip gitmiş.
Kral
Her kralın gönlünde bir prenses yatar, sizde eğer bir kral olduysanız, gönlünüz elbette bir prenses de kalmıştır. Ve onu her gördüğünüz de kalbiniz kırılır, yüreğiniz parçalanır, gönlünüz size küser, ama yine de siz ona küsemezsiniz. Hele yakınınızdayken ona dokunamamak, kokusunu içinize çekememek bu hayatın en büyük işkencesidir. Mevlam kimseye bu işkengeci yaşatmasın.
Merhaba arkadaşlar
Şimdi sizlere fantastik tarzda bir kitap yorumuyla geldim Sizlere bir şey itiraf etmek istiyorum. Ben bu kitabı Tarihi bir roman sanıyordum. Kitabı okumaya başlayınca küçük bir şok yaşadım
Ramazan ayı olması sebebiyle ve kitabın sayfa sayısının (671) olmasından dolayı okumam biraz uzun sürdü. Kitabın kapak tasarımı ve
1 kitap 3 öykü (:
BİR DELİNİN HATIRA DEFTERİ bitti.
Memur olan Ivanov 'un hayatını konu alıyor ilk öykü.Karakterin hayatını günlük ile nasıl gittiğini öğreniyoruz. Hayalperest bir karakter, çoğu kişinin kurduğu gibi aslında zengin olma hayali var, basit ve sıradan bir hayal bence. Karakterimiz çalıştığı dairenin müdürünün peşinden hiç ayrılmaz ve bir gün kızı Sofie'ye ile karşılaşır, aşık olur, yanlız bu olabilecek bir ilişki değil mağlum makam çatışması :/
. Şizofreni hastalığı burada başlar. Tuttuğu günlükte artık tarihleri, günleri bile doğru yazamaz, köpeklerin konuştuğunu zanneder, İspanya'ya Kral seçildiğini düşünür... Bir sürü olay.. Trajikomik bir öykü keyifli ve kısa. Tavsiye ederim.
Ben Burun öyküsüne devam (:
"Bırakın onları; onlar körlerin kör kılavuzlarıdır. Eğer köre kör kılavuzluk ederse, ikisi de çukura düşer.
Matthew 15:14"
Kitaba başlarken hakkında fazla bir şey bilmiyordum ve bence bu bir avantajdı. Kitap körlük salgını olan bir evrende geçiyor. En baştan söylemek