Herkese Merhaba,
7 mi? 8 mi? arasında kaldım aslında tam puan7,5 dur. Valla çok iyi geldi, böyle naif güzel, hiç bir ihanet, entrika yok eski sevgili yok bilmem ne olmadan keyifle okuduğum bir kitap oldu.
Konusu bildiğimiz hikayelerdeki gibi, Kral babası öldükten sonra ve hayatı boyunca kraliçe olarak yetişirilen Lenora'nın hikayedidir.
Eski zamanların birinde 4 eşi olan bir kral varmış.
Bir gün kral hastalanmış ve ölüm döşeğine düşmüş.
Ölümden sonra yanlız kalmaktan korktuğu için dörtüncü ve en
Çok sevdiği, kendisine elmaslar, altınlar aldığı eşine sormuş.
–Benimle ölür müsün ve yolculuğa benimle gelir misin ?
DÖRTÜNCÜ EŞİ: Üzgünüm ama bunu yapamam, demiş ve
Çekip gitmiş.
Kral
Kral ve kraliçe ikimizi yanlız bırakır bırakmaz Kennet kanepeden aşağı atlayıp üzerime atıldı. Tepki verecek bir saniyem bile olmadı; kolunu bana doladı ve dudaklarını dudaklarıma yapıştırdı.
Dikkat spoiler içerir!
Kitap hakkında felsefi olduğunu düşündüğüm cümleler ve benim yorumlarım:
1.Bölüm:
Felsefi mesaj içeren cümle:"Eserimi yetişkinlere gösterdikten sonra onları korkutup korkutmadığını sordum. Verdikleri cevap: "Şapka resminden neden korkacakmışım oldu .
"Oysaki resmim şapka değil, yuttuğu fili sindirmekte olan
Merhaba arkadaşlar
Şimdi sizlere fantastik tarzda bir kitap yorumuyla geldim Sizlere bir şey itiraf etmek istiyorum. Ben bu kitabı Tarihi bir roman sanıyordum. Kitabı okumaya başlayınca küçük bir şok yaşadım
Ramazan ayı olması sebebiyle ve kitabın sayfa sayısının (671) olmasından dolayı okumam biraz uzun sürdü. Kitabın kapak tasarımı ve
Zweig bu kitabınında da kadın ruhunu çok iyi anlatmış. Kitap incedir, hemen bitirilebilir.
Konusu: Madame de Prie, sarayda yüksek mertebede olan bir kadındir. Kral tarafından saraydan uzaklaştırılır. Kadın Normandiya'ya gider. Saraydan atıldığını kendine yediremez ve insanlara tatile çıkıyorum diye yalan uydurur. Saraydakilerin onu merak etmesini, hakkında haberler çıkmasını ister. Ancak kadını pek de umursayan olmaz. Saraydaki eğlenceli, şatafatlı hayata o kadar alışmıştır ki Normandiya'da da böyle bir hayat ister. Bir yandan Normandiya' da eski günlerdeki gibi yaşamaya çalışırken bir yandan da saraya geri dönebilmek için planlar yapar. Kendini o kadar yanlız hisseder ki evinde parti düzenler. Serveti bu partilerde harcar. Partiye gelen erkeklerin kendine hayran olması hoşuna gider. Bu sekilde onlarla yalnızlığını gidermeye çalışır. Artık erkekler ona ilgi göstermeyince üstüne bir de saraydakiler de onu unutunca kadın intihar etmeye karar verir. İntiharı tüm Paris halkı tarafından konuşulsun ister ancak hiç de düşündüğü gibi olmaz. Kadın unutulmuştur bile.