varoluşun sanatı
youtu.be/ZhGbDxS--rY?si=...
"mutlağın, tek bir anlamın, aşkınlığın yitimi: bir boşunalık, anlamsızlık denizinde savrulmaya başladık. niçe sanatın bu anlamsızlık denizinde savrulmamızı engelleyebilecek tek gemi olduğundan söz eder. sanat aracılığıyla kişi hem kendi varoluşunu olumlar: 'evet burda hiçbir anlam yok, bu
Nietzsche'nin
Felsefesi insanla başlar, insanla biter. Ona göre insan güçlü, mutlu, güvenli olduğu bir dönemde yaratıcı, doğurucu olabilir. Nietzsche’ye göre
felsefe cılız güvensiz, korkak, kolay üzüntüye kapılan, beceriksiz kimselerin
işi değildir. Bütün eylemler güçlü olmayı gerektirir. Felsefe bu gücün yorumudur. Ayrıca felsefenin konusu gerçek olandır. Gerçek ötesi (metafizik)
gerçekleri göremediği için bu gereksiz bir çabadır ve insana yararlı değildir.
Nietzsche’nin tek derdinin ve amacının kalıplaşan, değişmeyen, insanı
gerileten geleneklerin yerine, insanın özgürlüğünü, kendini alt edebilen üst
insanı gerçekleştirmek olduğunu söyleyebiliriz.
Yaratıcı'ya ibadet etmek gerekirken, yaratılmışlara tapınmak ne büyük bir ahmaklıktır!
Aşırı düşünmek, yaratıcılığın kötüye kullanımıdır. Ne kadar yaratıcı olduğunuza bir bakın, kafanızda asla gerçekleşmeyecek acı senaryolar yaratıp duruyorsunuz.
Aşırı düşünmek tam olarak budur; asla karşılaşamayacağınız bir sorun için önden bedel ödemektir.
Güneşi Allahütala neden batıdan doğursunki?
Yaratıcı saf nur ilahi kaynak değil midir
Bütün olanlar kendi yaptıklarımız ettiklerimiz yüzünden değil mi?
Karanlığın yani şeytani ordunun bunu yapması gerekmez mi?
=Cern
Nüükler=Mars
🌟İsminin son harfi seni sana anlatıyor. 🌸🕊️
A - lider ve azimli
B - açıkfikirli ve sağlam
C / Ç - enerjik ve kıpır kıpır
D - sabırlı ve mantıklı
E - empatik ve anlayışlı
F - sıcak ve özverili
Servet-i Fünûn nesri, cümle kurarken daha yaratıcı ve üretkenmiş bence.. Halid Ziya'nın romanlarında görebiliyoruz bunu...
Az İnsan mı çok İnsan mı deseler... İşimde, sosyal ilişkilerimde az, öz ve beni entelektüel, yaratıcı maddi manevi geliştirecek erdemli ahlaklı saygılı bireyleri tercih ederim...Yalan yalanı, erdem erdemi getirir...Az olsun İnsan gibi İnsan olsun... Birşeyin çok olması iyi olduğu anlamına gelmez...Eskilerin bir lafı vardır nerede çokluk orada bokluk...En iyisiyle yola çıkmak dururken, neden çok ve en kötü İnsanlar... Dedikodu, sadakatsizlik ,...vb. enerjisi bulunduğu her yeri aşağı çeker, neden ruhumu bu tarz rezil Ruhlarla kirleteyim ki... Tek yürü ama İnsan gibi İnsan olarak kal.
"Biliyor musun Mezopotamya'da en büyük aşk Fırat ve Dicle aşkı olarak kabul edilir.Fırat ve Dicle bir birilerini hiç bir yerde göremeselerde birbirlerinin aşkıyla, birbirlerinin hasretiyle yandıkları söylenilir. Birbirlerine en yakın oldukları topraklar ise buralardır ,yani Mezopotamya.Onların bu hallerine, çektikleri hasrete dayanamayan yaratıcı onları bu topraklar üzerinde birbirlerini görmelerine izin verir.Fakat Fırat o kadar umutsuz o kadar çevresine ve başkasına kör olmuştur ki yanından akıp giden Diclesini farkedemez Bunun üzerine Dicle deli asi olur önüne geleni yakıp yıkar.Fırat ise durgundur ama ona geleni kapıp yutar."
Ebrar 2126
Ebruar kavramını veya Ebruarı bunların nasıl kimseler olduklarını el alacağız, konuşmaya çalışacağız Ebruar her ne kadar Türkçe'ye bir isim olarak geçmişse de aslında Arapça eril bir çoğul yani Ebruar iyiler demek Bu kekili bunun Ber veya Ber ayette geçtiği üzere Cenab-ı Hak Hz. Yahya için o Ber ile bir valideyhi Olem yakın Cebber'in
Yusuf Ve Züleyha
Züleyha'nın gözlerini Yaratıcı mı açtı yoksa Yusufa olan aşkı mı ?
Bir an aklıma takıldı .