Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alevi erkânının kurulduğu o en uzak geçmişten beri Ale­viler, yaratılışın dışında ve üstünde, her şeye kadir bir Tanrı inanışına uzak durdular. Onların inanışına göre yaratan ve ya­ratılmış birdir. Yaratan yaratılmışın bütünü, yaratılmış olan da yaratanın ayrılmaz parçası ve kendisidir. Yaratılışın kendisi mutlak varlıktır. Alevi inanışı içinde yaratılışı, yaratan ve ya­ratılanlar olarak ikiye bölmek, varlıkta ikilik yaratmaktır. Var­lıkta ikilik yaratmak münkirliktir ve Alevilikte hakir görülür. Esas olan varlığın birliğidir. Ünlü Alevi bilgesi ve ozanı Yunus Emre’nin dizelerinde Alevi inancının mihenk taşları, hiçbir tereddüde meydan ver­meyecek berraklıkta, en sade ve en duru hali ile ortaya ko­nur. Alevi inanışındaki Tanrı kavrayışı, Yunus’un dizelerinde çok sık ifade bulmuştur. İkiliği terk et, birlik makamım tut Canlar canın bulasın iş bu dirlik içinde Oruç, namaz, zekât, haç, suç ve cinayettir Fakir bundan uzaktır, gerçeğe erenler içinde. ~Yunus Emre
Alevi erkânının kurulduğu o en uzak geçmişten beri Ale­viler, yaratılışın dışında ve üstünde, her şeye kadir bir Tanrı inanışına uzak durdular. Onların inanışına göre yaratan ve ya­ratılmış birdir. Yaratan yaratılmışın bütünü, yaratılmış olan da yaratanın ayrılmaz parçası ve kendisidir. Yaratılışın kendisi mutlak varlıktır. Alevi inanışı içinde yaratılışı, yaratan ve ya­ratılanlar olarak ikiye bölmek, varlıkta ikilik yaratmaktır. Var­lıkta ikilik yaratmak münkirliktir ve Alevilikte hakir görülür. Esas olan varlığın birliğidir. Ünlü Alevi bilgesi ve ozanı Yunus Emre’nin dizelerinde Alevi inancının mihenk taşları, hiçbir tereddüde meydan ver­meyecek berraklıkta, en sade ve en duru hali ile ortaya ko­nur. Alevi inanışındaki Tanrı kavrayışı, Yunus’un dizelerinde çok sık ifade bulmuştur. İkiliği terk et, birlik makamım tut Canlar canın bulasın iş bu dirlik içinde Oruç, namaz, zekât, haç, suç ve cinayettir Fakir bundan uzaktır, gerçeğe erenler içinde Yunus Emre
Sayfa 15 - KalkedonKitabı okudu
Reklam
580 syf.
·
Puan vermedi
Filizlenen Kelâm
Filizlenen Kelâm ꕥ ꕤ ꕥ ꕤ George-August Göttingen Üniversitesinin Protestanlık bölümünden mezun olan Angelika Brodersen; aynı üniversitede Arabistik ve Alman Filolojisini bitirdi. 1992-2007 yılları arasında Göttingen ve Zürich Üniversiteleri ile Beyrut Orient Enstitüsünde çalışan Angelika Brodersen; 2017 yılından beri Bochum
Bilinmeyen Kelâm
Bilinmeyen KelâmAngelika Brodersen · Albaraka Yayınları · 20223 okunma
Ey aklı, isteklerinden seçip ayıran! Yaratan ve yaratılan nasıl bir varlık olabilir? Yaratan birdir ve onun benzeri yoktur; fakat yarattığı varlıkların cihanda pek çok benzeri vardır. Ey değerli kişi! 0, vâcibü’I-vücüd, yani muhakkak var olması gereken, her bir şeyin yaratılmada ihtiyaç duyduğu varlıktır. Ve o her türlü varlığa bir özellik vermiştir. Yaratılanlar çoktur, yalnız o birdir; biri çok bilen kişi ise kâfirdir. O varlığı ile türeten, yaratan; her bir şeyin yaratılmada muhtaç olduğu zattır; yaratılan ise yaratanın sebeplere bağlı olarak türettiği varlıklardır. Vâcibü’l-vücüd olan Allah hep var olan ve var olacak Cenâb-ı Hak’tır. O ezelde var idi, bâki kalacak da odur. Mümkin diye bazan olan, bazan olmayan kısaca yaratılanlardır; bunlar âlemde bazan kalırlar, bazan da kaimazlar. Varlıkları, o devamlı ve ölümsüz olan Allah yaratır, kimi zaman olup, kimi zaman olmayan ölümlü varlık ne türetip ne yaratabilir? Kâh olan kâh olmayan varlıkları, tekrar yaratan o bâki kalan Allah’tır. Nakle, verilen doğru haberlere her sözde aklı arkadaş yap ve sen, hep delil ile inan. Hep güçlü olmayı Istersen daima araştır. mukallitlerin yakinen müslüman olmaları zordur. Her itiraz edenin, her horozun önüne bir çanak koma; önce o tabağın için-e de ne olduğuna bir bak.
Yaratılanlar çok, Yaratan birdir.
Yaratanın tekliği yaratılanın çokluğu esastır: Yaratanı çok bilmek hakikate zulüm, yaratılanı teke indirgemek mahlukata zulümdür. Tüm tiranlar ve despotları bu sonuncu zulüm türü üretmiştir. Bu yasa gereği bırakınız masum güzelliklerden birini, inançsızlığın kökünü kazımak bile, Allah’ın iradesine aykırıdır: “Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzünde bulunanların hepsi iman ederdi; ne yani şimdi sen kalkıp da onları iman edinceye kadar zorlayacak mısın? (Yunus 10:99)