Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Çok enteresandır, geçen gün oyun oynarken çocuğun biri chat'ten intihar etmek istediğini yazdı. Başta dalga geçiyor sandım çünkü laf olsun diye konuşan çok oluyor oyun esnasında. Yarı şaka yarı ciddi bir üslupla sebebini sorunca hayatın anlamı yok dedi. Bodoslama bir şekilde,
Waldo Sen Neden Burada Değilsin?
Waldo Sen Neden Burada Değilsin?
kitabında İsmet Özel'in meşhur kırk yaş ve intihar hakkındaki sözünü yazdım. Tam o esnada oyun başlayınca cümlenin ikinci kısmı havada kaldı. Oyun ekranı geldiğinde çocuk cümlenin tamamını okuyamadığını söyledi. Demek cidden zor durumdaydı. Yardım isteği samimiydi ki devam etmemi istedi. İşte böyleyken bir yandan oyun oynayıp diğer yandan açık chat'ten yazışıyoruz. Güler misin ağlar mısın durumu biraz. Neden sonra sevgilisinden ayrıldığını söyledi. Severek ayrılmış. Artık kız mı terk etmiş yoksa aileler mi mani olmuş bilmiyorum. Normalde insana basit gelen ama o gibi ciddi durumlarda kişinin çokça ihtiyaç duyduğu sözler vardır. Onları söyledim; hayat devam ediyor, mühim olan sensin. Şeyh Galip'in zübdei alemsin güzelliğini de ekleyince içimi bir hoş eden şu sözü yazdı; "Sağ ol. Biliyor musun iyi geldi." Bir söz yahu. Basit deyip geçmemeli, bir sözü karşımızdakinden eksik etmemeli. Allah o çocuğa selamet versin. Not: Kitabı muhakkak edinmesi gerektiğini de söyledim. :)
Orta okul veya liseden beri gittim bir sahaf var(Zamanın tarihli ilişkili kısmı her zaman zayıf olmuştur bende. :D). Abi, kardeş işlettikleri bir mekan ve abisinin eşi babamın uzun zaman personeli oldu. Ön bilgiden sonra oraya sadece muhabbet için gittiğim yakın bir günde Hakan abi ilk kez müşterilerinden birini ile aramızı yapmaya çalıştı. :D Serkan abi arada sırada yarı şaka yarı ciddi olarak bu işi yapıyordu ama Hakan abi hiçbir zaman niyetlenmemişti(Bu arada Hakan abi'nin eşi babamın personeliydi. ). Bizimkilerin yoğun uğraşlarının içerisinde zaten, birde Hakan abi niyetlenmesi babamın parmağımı düşünürken bu aralar çok yoğun olduğu için ihtimali attım. Bu arada şaka yollu değil, baya baya tek çocuk olduğumu, bizimkilerin tabu kadastro durumu ve bölümümü sadece duyduğum kısımlar. :D Kız geldikten sonra telefon geldi ve dışarıda konuşurken kız hakkında baya bir gaz dolu cümlelerde kullandı. :D Bu konuda seferber olan en az 10 kişi olduğundan ya benden sıkıldılar yada çok yalnız gözüküyorum gözlerinden. Sıkılma konusunda pek ihtimal vermiyorum çünkü dediğim vakitten 30 dakika geç kaldığımda telaştan ne edeceklerini bilemiyorlar. :D Bu konuları zamana bırak elbet diyen sitede yetkili veya yetkisiz kişilerde mevcut. :D Baya yakın zamanda amca diyenlerde çıkmaya başladı. :D Eyyy ahali buradan kapıda kalmış gibi mi yoksa yalnız birimi gibi gözüktüğümü merak ettim :D(Bu ara bilmeyenler yaş 27, uzatmalı üniversite öğrencisi(%40 tembellik ve %60 iç ve dış faktörler :D). Not: Amca kısmında sıkıntı yok. Şaka yolluydu, ondan buradan çatasım geldi. :D
Reklam
Mutsuzluk. Antov Çehov
Yirmi beş yaşlarında, körpe, alımlı bir kadın olan, noter Lubiantsev’in karısı Sofya Petrovna ile yazlık komşuları avukat İlyin ormandaki bir açıklıkla baş başa, ağır ağır yürüyorlardı. Akşam beş sularıydı. Pamuk yığını görünümündeki bulutlar bütün gökyüzünü kaplamıştı. Pamuk yığınlarının arasından tek tük açık mavi boşluklar gözüküyor, bunlar
“ Akreple Yelkovan ”
Geçmişin hatırına, akreple yelkovan geri döner mi? (Sahnede ki bankta oturan Aslı, cep telefonuyla oynayıp saçma sapan fotoğraflar çekmektedir. Sağ taraftan sahneye giren Alp, Aslıyı görür. Göz göze geldiklerinde fonda bir aşk şarkısı başlar, ardından ışık loş hale gelir. Sahne normale döndüğünde Alp tereddüt eder ama sonra Aslının yanına
Biz, diğerleri, çatı ve devlet
Dr. Yüksel Hoş  Salı 21 Haziran 2022 "Boj na Kosovu" (Kosova Savaşı) 1989'da, Yugoslavya daha bitmeden birkaç sene önce yapılmıştı bu film. 1389 yılında Osmanlı orduları ile savaşan Sırp Krallığının işlendiği ve Miloş Obiliç'in Sultan Murad'ı hançerlediği sahnenin gösterildiği bu film, Yugoslavya'da bir tabunun
Dr. Fahri Celal Göktulga’nın başhekimliği Fahri Celal Göktulga’ya, bu heykelin bir akıl hastanesinin bahçesinde bulunmasının neyi ifade ettiğini sorarlar. Göktulga yarı şaka yarı ciddi gülümseyerek “Hastane dışındakilerinin durumu içeridekilerden daha kötü, bu heykel onların durumu ne olacak diye düşünüyor” şeklinde yanıt verir.
Fahri Celal Göktulga
Fahri Celal Göktulga
56 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.