Kupa Kraliçesi, yazarın okuduğum ilk kitabı. Klasik müzik notaları eşliğinde bir yolculuğa çıkarıyor bizi Mizubayashi.
1939 yılında çıkan Çin-Japon Savaşı nedeniyle Paris'te aldığı konservatuar eğitimine ara vermek zorunda kalan Jun, aşık olduğu kadın Anna'yı (kupa kraliçesini) bırakarak Japonya'ya dönmek zorunda kalır. Ve maalesef aşkları yarım kalır.
Savaştan yıllar sonra Jun'un torunu Otohiko'nun yazdığı bir roman, sonradan (üvey) kuzen olacakları anlaşılan Mizune'nin dikkatini çeker ve bir şekilde yazara ulaşan Mizune ile Otohiko arasında geçmişin izleri ve müziğin eşsiz notaları eşliğinde uzun bir yolculuk başlar.
Özellikle Şoştakoviç'in sekizinci senfonisi üzerine ilerleyen hikayede, Mozart'ın Konçertant Senfonisi ve Edward Elgar'ın Salut d'Amour'u da bizlere eşlik ediyor olacaklar.
Tuhaf ama tatlı tesadüfler eşliğinde ilerleyen romanda hem duygulanacak, hem şaşıracak, hem savaşa lanet edecek hem de müziğin keyfini süreceksiniz.
Başlangıç ve sonun yalnızlığı arasında boylu boyunca uzanan hayatlar...
Keyifli Okumalar!