Geçen sene bu saatlerde Hatay’da askerliğimin ilk gecesiydi. Uyurken 6 ayın nasıl geçeceğini düşünmüştüm , yarınımın olup olmayacağını bilmeden . Depremin gerçekleştiği an var ya o an , ölüp ölmeyeceğini bilmediğin belki de o 40-50 saniye , hayatın en kötü üzüntüsünü derdini bile sana unutturan o kısacık zaman , aslında kırgınlıkların , küslüklerin , ayrılıkların , planların , ertelediklerin ya da geç kaldıklarını düşündüklerin şeylerin telafisi olup olmayacağını bilmediğin o kısacık zaman . İnsanların çığlığının bir dalga gibi sarstığı o kısacık zaman . Bu kısacık zamanda insanların aklındaki tek bir şey “bir şans daha “ . Bu şans kırdıklarına bir özür için , bu şans ertelediklerini yapmak için, bu şans küslükleri düzeltmek için, bu şans sevdiğine sevdiğini bir kere daha söylebilmek için, bu şans hakikate yönelmek için, bu şans bir sevdiğini arayıp sesini duymak için, bu şans pişman olduğun şeyleri dile getirmek için….
Kırmayın , ertelemeyin, gurur yapmayın , inat etmeyin..
Düzeltin , sevin , sahiplenin ve iyi ki deyin.
Yarınlar geç olmakla meşhur.