Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Yaşam biçimi, rüyalarımızın yazarı, yapımcısı ve yönetmenidir.
Sayfa 100
Aile içindeki çocuklardan birinin örneğin pek yetenekli biri olup öne çıkmak istemesi, her zaman ayrı bir sorun oluşturur. Böyle bir çocuk ailenin dikkat ve ilgisini büyük ölçüde kendi üzerinde toplar, dolayısıyla yılgınlığa kapılan kardeşleri kendilerini haksızlığa uğramış, ihmal edilmiş görürler
Reklam
Çocuklara sahip çıkalım
suça yönelik kişinin yaşamı geriye doğru izlendiği zaman, hatalı gelişimin erken çocukluk yaşantılarından kaynaklandığı görülür sıklıkla. Ortadaki olumsuzluğa çevresel koşullar yol açmamış, çocuk kendi konumunu yanlış değerlendirmiş, yanı başında da bu konumu kendisine gereği gibi açıklayacak bir kimseyi bulamamıştır.
Suça yönelik kişiler korkaktır
Suça yönelik kişiler kendini beğenmişlik karışımı bir kişisel üstünlük amacına ulaşmaya çalışır, birer kahraman olduklarına inanmaya bayılırlar. Ama bu da yanlış bir algılama şemasının ve kusurlu bir mantığın varlığını gösterir. Biz, söz konusu kişilerin korkak olduklarını biliriz; onlar bizim bunu bildiğimizi bilselerdi, büyük bir darbe olurdu kendileri için.
Suça yönelik kişiler kendilerinin cesur olduklarını düşünürlerse de, bu bizi aldatmamalıdır; suç, kahramanlığın bir korkak tarafından taklit edilmesinden başka şey değildir
Yanlış bir dünya görüşü
Kısa süre önce Macaristan'daki bir mahkemede bir davaya bakılmıştı. Birkaç kadın pek çok kişiyi zehirleyerek öldürmüştü. Bu kadınlardan hapishaneye yollanan biri şöyle demişti: "Oğlum hastaydı ve haylazın biriydi. Ben de onu çaresiz zehirledim." İşbirliği diye bir şeyden haberi olmadığına göre, başka da ne yapabilirdi kadın? Aptal biri değildir ama olaylara başka insanlardan değişik bir açıdan bakmaktadır, algı şeması başkalarınınkinden değişiktir. Hoşlarına giden bir şey görüp bunu rahat bir yoldan ele geçirmek isteyen suça yönelik kişilerin, düşman gözüyle baktıkları ve hiçbir alıp vereceklerinin bulunmadığı dünyanın elinden söz konusu nesneyi çekip almaları gerektiği sonucuna varmalarının nedeni artık anlaşılmıştır sanıyorum. Bu kişilerin hastalıkları, yanlış bir dünya görüşüne sahip olmaları, gerek kendi, gerek başkalarını değerlendirmede hataya düşmeleridir.
Reklam
Suçu işleme sebebi
Suç işleyen bir kişi şöyle der örneğin: "Bir adam gördüm, göz alıcı bir pantolon vardı ayağında, benimse pantolonum yoktu, bu yüzden adamı öldürmeden duramadım." Tüm isteklerinin önemli olduğunu ve geçimini topluma yararlı bir yoldan sağlamakla yükümlü bulunmadığını kabul edersek, vardığı sonucun yeterince akla yakınlığını itiraf etmemiz gerekir ama mantıkla bağdaşmayacak bir sonuçtur bu.
Anlamanın kendisi toplumsal bir sorundur
Bizler konuştuğumuzda, herkesin bizi anlamasını isteriz. Anlamanın kendisi toplumsal bir sorundur; sözcüklere herkesin anlayabileceği anlamlar yükler, herkes bu sözcükleri nasıl anlıyorsa biz de öyle anlamaya çalışırız.
Gözlemlerim doğruysa, suça yönelik kişiler başka insanlardan daha değişik şekilde bakar, konuşur ve dinlerler. Kendilerine özgü bir dilleri vardır ve bu yüzden zekâları gereği gibi gelişememiştir.
Gelin birlik olalım, yarın çok geç olmadan
Günlük yaşamımızda her an işbirliği duygusuyla davranmak zorundayız; içimizdeki bu duygunun ne ölçüde güçlü sayılacağı, daha bakışımızda, konuşmamızda ve dinleyişimizde açığa vurur kendini.
Reklam
BANA DOKUNMAYAN YILAN BİN YAŞASIN
Tüm yaşamsal sorunlarda işbirliğinin yetersizliğinin önemi küçümsenecek gibi değildir
Toplumun suça yönelik kişilerden korunması gerekmektedir ama iş bu kadarla bitmiyor kuşkusuz.
Evlik yapacaklar, aman dikkat lütfen dikkat
Suça yönelik kişiler, sevgi ilişkisinde karşı tarafa yalnızca sahip oldukları bir mal gözüyle bakarlar. Çoğunlukla bu kişilerin sevginin satın alınabileceğine inandıkları görülür. Cinsel yaşam böyleleri için kazanılıp ele geçirilecek bir nesne gibidir. Sevgide karşı taraf bir hayat arkadaşı değil, sahip olunan bir nesnedir. "İstediğim her şeyi ele geçiremedikten sonra yaşamanın ne yararı var bana?" diye sorar pek çok suça yönelik kişi.
Suça yönelik bir kişi başkalarının esenliğini düşünmez ancak belli ölçüde başkalarıyla işbirliği yapabilir. Bu ölçünün sınırına vardığında, suç işlemeye yönelir hemen. Karşısına çıkan bir ödevi fazla ağır bulması durumundaysa söz konusu sınıra varmış demektir
Söz konusu dar sınırlar bir kez kendini açığa vurduğunda, insanlar artık toplum için bir şey yapamayacak duruma gelir. İşbirliğine eğilimin en son kalıntısını da elden çıkarır, kaçıp suça sığınırlar. Beri yandan pek çok gözlemimizden biliyoruz ki olumlu koşullarda suça yönelmeyen bir hayli insan vardır; ama beklenmedik güçlükler karşısında onların da suç işleyebildiklerini görmekteyiz. Önemli olan yaşam üslubudur, güçlüklere ve sorunlara yaklaşım biçimidir.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.