Gurbet elde garip kimdir bilmezler
Ağlayınca çesmi yaşı silmezler
Garip halin nedir deyi sormazlar
Bulunmaz yârânı eşi garibin
Aşık Garip gözlerinden yaş döker
Anam yoktur yaka yırtıp yaş döker
Nişanlım yok mezarıma taş diker
Bir çalıdır mezar taşı garibin
Düşüncelerimden, davranışlarımdan dolayı bir insanın başına gelebilecek her şey benim başıma geldi. İşkence gördüm, aç, işsiz kaldım. Ailemden birçok kişi yoksulluk içinde öldü. Oysa ben başka bir yol seçebilseydim, onların yaşamlarını iyileştirebilirdim. Onlara hiçbir zaman yük olmadım ya, onlara da bir yardımım dokunmadı. Bir de, en büyük acım, insanlara yalan söyledim, adımı değiştirerek kendimi sakladım. Yaşamımda bunun kadar ağırıma giden hiçbir şey olmadı. Benim Kemal Sadık Gökçeli olduğumu bir Abidin Dino, bir Arif Dino, bir de romancı arkadaşım Orhan Kemal biliyordu. Ortaokuldaki Türkçe öğretmenimle karşılaştım bir gün Adanada. “Yahu Kemal,” dedi bana, “çok iyi bir yazar var Cumhuriyette kimdir acaba.” Yaşar Kemali övdü. Ona bile o yazarın ben olduğumu söyleyemedim. Öğretmenin adı Enver Mücendi. Sonra İstanbula geldi. Ondan o kadar utanmıştım ki, onu nerede görsem kaçıyordum. Bir daha yüzüne bakamadım. Oysa onu ne kadar çok seviyordum. Ama yolumu ben seçmiştim