Görüş sahası ne kadar dar olursa olsun insan muhayyilesi geniştir. Değirmenoluk köyünden başka hiçbir yere çıkmamış bir insanın bile geniş bir hayal dünyası mevcuttur. Yıldızların ötelerine kadar uzanabilir.
Belki de ilk olarak doğru dürüst düşünüyordu. Aşk ile şevk ile düşünüyordu. Kin duyuyordu artık. Kendi gözünde kendisi büyümüştü. Kendini de insan saymaya başladı.
“Çerçici”… Klasik bir edebiyat eleştirisinden daha fazlasını talep etmektedir. Bu hak talebinin doğal sonucu olarak, sıra dışı bir yazım biçimi izlenip, biçim ve üslubun yanı sıra kavramlar, başlıklar ve metot da bu düzeni takip edecek, yer yer ontolojinin, metafiziğin, bazen de psikolojinin radarına istemsizce girmeyi arzu edecektir. Arka planda
Sevgili Şükrü Erbaş'ın adını ilk kez "Emniyetten şair Şükrü Erbaş'a ayakta şiir okuma yasağı" başlıklı haberle duymuştum. Bu anlamda bende geç kalmışlık olmuştu. Bu da benim ayıbım olsun. Hele akabinde Bir Kardeş Mavi şiirini okuyunca geç kaldığımı o zaman daha derinden anlamıştım... Sonrasında Şükrü Erbaş'ın kendisiyle bir tanışıklığımız oldu. Öyle yüz yüze değil de Nazım Hikmet üzerinden dolaylı bir tanışıklık: 16 Ocak 2018 tarihinde Adana Yaşar Kemal Kültür Merkezine Nazım Hikmet'in 118. doğum günü etkinliği için gelmişti. Salon hınca hınç dolu olduğu için salonun üst katında yer bulabilmiştim. Etkinlik sırasında Şükrü Erbaş Nazım Hikmet üzerine konuşurken konu Sovyetler Birliğindeki eşine gelmişti. Ancak insanlık hali birden Vera Tulyakova'nın adını hatırlayamamış, izleyiciye dönüp sormuştu, ben de atiklikle üst kattan "Veraaaa" diye bağırmıştım.Yüzümü göremeden teşekkürlerini sunmuştu... İşte böyle bir tanışıklık ve anı... Sonraları şiirini takip etmeye başladım... Geçtiğimiz zaman içinde kırmızı kedi yayınevinin bastığı Kuş Uçar Kanat Ağlar kitabındaki bir bölüm beni aşırı sarsmıştı, dönüp dönüp okumuştum... Şiir okumayı sevdiğimi bilenler bilir, şimdi de o bölümü seslendirdim... Teşekkürler Şükrü Erbaş bu mısralar için...Sevgilerimle...#ŞükrüErbaş#KuşUçarKanatAğlar
Video linki: youtu.be/e-Awe7fIrKI
Nazım Hikmet Ran okuma etkinliği kapsamında ( #116033223) karar vererek okuduğum
Konuşmalar 6 kitabını ilk seçmemde ki neden tam da Nazım'ın şahsi fikirlerini beyan ettiği, ona yapılanlara karşı sergilediği tavrı, yazdıkları okuduklarını vs. hepsine bir anda hakim olabileceğiniz bir eser.
Sadece Nazım değil bu kitap...
“Yürü! Hür Maviliğin bittiği son hadde kadar!..
İnsan, âlemde hayâl ettiği müddetçe yaşar. “
-Yahya Kemal Beyatlı
Uzun zamandır aklımda olan bir etkinliği paylaşmak istiyorum sizlerle..
Hani bazı şairler olur aldı mı kalemleri ellerine başlarlar şöyle bir yüreğindekileri silkelemeye, eteğindeki taşları dökmeye..
Kimi insanlar güzel diyerek geçip gider.. Kimisi de başlar şairin kalbindeki kırıkları izlemeye.
Ben bu etkinlikte şairimizin kalbindeki kırıkları izlemeye değil ortak olmaya davet ediyorum sizleri, bir nebze de olsa onu anlamaya, hissetmeye çağırıyorum, biliyorum ki çok zorlu bir kişilik o.
Kolay olmayacak “Mavi, Karanfil ve Ruhi Bey” üçlemesinin medarı iftiharını okumak.. Size diyorum ki yalnızlığın ve imgenin şairi Edip Cansever için bir şiir okuma etkinliği başlatalım. Herkes döksün elinde avucunda olanları az uz demeden.. İsteyen kitabını alıp okusun, isteyen pdf paylaşıp bir katkıda bulunsun.. Yeri gelsin dizesinde kaybolduğumuz sözcüklerde anlamlarda birbirimize danışalım fikir alışverişi yapalım, bol bol alıntılarını paylaşalım, yeri de gelsin bitmek tükenmek bilmeyen hem keyifli hem de hüzünlü Mavi bir yolculuğa çıkalım..
Tabi ki
Søren de katkılarıyla aklınıza takılan sormak istediğiniz konularda yardımcı olacaktır.
Peki, kimler eşlik etmek ister bize bu Mavi yolculuğumuzda?
Bu sene farklı türde okumalar yapma hedefimi az çok gerçekleştirdim. Kişisel hayatımda ve dünyamızda olan biten iyi kötü her faktöre rağmen okuma açısından en verimli yılım oldu. Kitaplar yine bana stresle baş etmede, motive olmada yardımcı oldu. Edebi anlamda haz verdi ve düşünce etkinliği olarak hayatımı daha anlamlı kıldı.
Bu ileti