Geçmişim aynen böyleydi işte; eninde sonunda gelip beni buluyordu. Adı derinlerde bir yerde oluyor ama ben onu söylemek istemiyordum; onu yüksek sesle söylersem, bir ruh çağırma seansında, ruhu değil de adın sahibini çağırmış olacaktım sanki. İyi ama, zaten karşımdaydı; bunca yıldan sonra kanlı canlı, on adım uzağımda. Adı dudaklarımdan fırlayıverdi:
“Assef”
“Emir can.”