Tanrı bir anlığına yeryüzüne eğilip usulca üfleyerek hafızamızı silseydi ve biz yaşanmış her şeyi unutarak, iki yabancı gibi yeniden karşılaşsaydık ne olurdu? Birbirimize aldırmadan geçer miydik? Yaşadıklarımızı bir daha yaşamak için birbirimize doğru bir daha yürür müydük?
İnsan birine güvenmek istiyor, inanmak istiyor, sevmek istiyor. Sevildiğini bilmek istiyor. İnandıklarımız inancımızı kırıyor, sevdiklerimiz terk ediyor. Oysa sadece, Belkide sadece bir kişi bize değer versin istiyoruz. Yaşamak için buna ihtiyacımız var. Çünkü ilgisizlik, sevilmemek veya değer verilmemek öldürücü olabiliyor. -Diziden alıntı-
Reklam
"Tanrı'nın yüceliği için yaşamak hayatımızda gerçekleştirebileceğimiz en büyük başarıdır."
"Bu dünyada yaşamak her şeye aldırış eden herkes için çıldırtıcı bir süreç. Burası, dört yaşımdan bu yana benim için hiç de uygun bir yer değil." "Gerçekten mi? Ama sen inanılmaz derecede candan, nazik ve olumlusun." Burun kıvırarak, "Hayır," dedi. "Sadece seninle birlikteyken mutluyum." "O zaman, her şeyden nefret ettiğimizde ne yapmaktayız?" "Hayat sanki neşeli bir şeymiş gibi ya da bir anlam ifade ediyormuş gibi davranmaktan vazgeç. Bu aslında genelde keşmekeş yüklü, zalim ve sıkıcı bir süre. ve bizler de elimizden gelenin en iyisini yapıyoruz. Adil değil ve sürekli aşağılıklar, ahmaklar kazanıyor gibi görünüyor. Ama birkaç kişiyi seviyorsun. Tıpkı benim seni sevdiğim gibi Elizabeth. Sen Tanrı'nın bana gönderdiği meleksin." - Anne Lamott / Kanatsız Kuşlar
Her ciddi siyasi protesto mevcut olmayan adalete yapılan bir çağrı ve bu adaletin istikbalde gerçekleşeceğine dair bir umuttur; ancak protestoların birincil nedeni bu umut değildir. Karşı çıkmamak son derece onur kırıcı, küçültücü, ölümden de beter olacağı için protesto eder insan. Barikat kurarak, silahlanarak, açlık grevi başlatarak, omuz omuza haykırarak ya da yazarak karşı çıkar; çünkü gelecekte ne olacak olursa olsun, içinde bulunduğu ânı kurtarmaktır derdi. Protesto, sıfırlanmayı ve suskunluğa mahkûm edilmeyi reddetmektir. Bu sebeple, gerçekleşirse eğer, o anda küçük bir zaferdir protesto. Her an gibi geçici de olsa iz bırakır. Geçip gitse de belleklere kazınmıştır. Protesto aslında başka, daha adil bir gelecek için göze alınmış bir fedakârlık değildir; içinde bulunulan zamanın kifayetsiz bir kurtarılışıdır. Mesele, kifayetsiz sıfatıyla tekrar tekrar nasıl yaşanabileceğidir.
Sayfa 87
Sol Yanım Acıyor Anne Merhaba anne, yine ben geldim Merak etme okuldan çıktım da geldim. Anneler de babalar gibi merak eder mi bilmiyorum ama, Ali “okula gitmezsem annem çok kızar merak eder” demişti de onun için söylüyorum. Geçen hafta öğretmen sağ elimde sarımsak, sol elimde soğan dedirte dedirte Öğretti sağımı solumu. Ben biliyorum artık anne,
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.