Abdulhaluk M. Çay sözleri ve alıntılarını, Abdulhaluk M. Çay kitap alıntılarını, Abdulhaluk M. Çay en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Diğer bir görüşte Tanrı’ın yeryüzünü Nevruz’da yarattığı, Adem’i o gün halkeylediği ve yıldızları burçlarına o gün dağıttığı hususudur. Bu rivayetler daha sonra İslami bir kisveye bürünerek günümüze kadar gelmiştir.
Cemşid Mazenderan ormanlarında tavşan avına çıktığı zaman bir zehirli yılan görerek okunu ona atmıştır. Ok, yılanın bulunduğu kayalıklara çarparak bir kıvılcım çıkmasına sebep olmuş ve bu kıvılcım da etraftaki kuru otları tutuşturmuştur. Ateşi böylece ilk defa gören İranlılar korku ile ateşe secde etmişler, onu mukaddes addetmişler, karanlıkları yok ettiği inancıyla ateşin devamlı yanık tutulmasına çalışmışlardır.
Döneminin en büyük şehri olan Ahlat günümüzde dünyanın en büyük açık hava müzelerinden birisini oluşturmaktadır. Ahlat Mezar taşları Kümbetler son kazılarda ortaya çıkan Saray cami ve hamam kalıntıları Anadolu yurt yapan Türkmenlerin birer sanat harikalarıdır.
“Türkçü görüşe göre ekonomi gaye için bir vasıtadır. Fertler ve millet ekonomi için değil, ekonomi millet ve fertler içindir. Toplumun menfaatleri kişisel menfaatin üzerindedir.”
Yeknesak ve mahzun uçsuz bucaksız ovaları, verimli vahaları ve canlı çölleri ile Türkistan uygunsuzluklar ve yüce şeylerin diyarıdır, her şey orada en aşırısına erişir
“Türkçülük, Türk milletinin menfaatini her şeyden üstün bilir. Türk ırkına, Türk Devleti’ne, Türk yurduna, Türk mukaddesatına düşmanlık etmiş olan her milletin, her rejimin, her fikrin, her cemiyetin, her ferdin amansız düşmanıdır.”
Antropolojik buluntular Sümer ve kut dilinden kalan örnekler tüm sümer kut elam Hurri gibi adlarla anılan bu toplulukların bünyesinde brakisefal Ural Altay kavimlerinin bilhassa atlı göçebe Türk unsurlarının karışmış olduğunu göstermektedir. Eski önasya tarihi uzmanlarından fr.hommel sümerleri tamamı ile bir Türk olarak kabul etmektedir.
Müslüman Arap ordularının Anadolu ve İran'ı ilk ıstilaları devrinden bahseden İslam müverrihleri kürt olarak vasıflandırdıkları bazı topluluklardan da bahsetmekte. İslam müverrihlerinin kullandıkları bu ekrad adlandırması o dönem iranileştirilmiş aşiretler halitasina teşmil eďilmişti.
“Çiçi öldü… Yanındakiler de tek tek öldüler… Ne için bu ölüm? Ne için bu fütursuzca canından vazgeçiş? Ne için bu hayatın tatlı nimetlerini terk ediş, hepsine bir eliyle rest çekiş? Bunlara tek bir cevap var… Bu kavga ve yiğitçe düşüş Türk istiklali için, Türk milletininin hürriyeti için, Türk devletinin bağımsızlığı için…”
“Haz bulduk vatanın tasalarında,
Makam istemeyiz, dertler bizimdir.
Baş eğme yok Türk’ün yasalarında,
Zulme karşı duran mertler bizimdir.
Millete adandık, dönek değiliz.
Kolayca bükülür bilek değiliz.
Bir kapıya bağlı köpek değiliz.
Dağlarda aç gezen kurtlar bizimdir.”
11 yılın başlarında başlayan büyük Oğuz göçü ve bölgelerdeki Türk hakimiyeti siyasi istikrarı sağlamış ve bölgeye yeni bir kemik kazandırmıştır. Bu yeni kimlik Türk kimliğidir. 11 yüzyıldan itibaren bölgedeki Türk kimliği ve Türk damgası küçük Asya'nın etnik siyasi kültürel ve ekonomik yapısını şekillendirmiş ve bu yapı günümüze kadar gelişerek özünden bir şey kaybetmemiştir. Anadolu'nun kafkasya'nın mezopotamya'nın Velhasıl Ortadoğu'nun bu siyasi yapısı içerisinde Kürt adı altında toplanan unsurlar tamamen Türk tarihinin tabii seyri içinde yer almıştır.
Araplar'a İranlılar'dan geçen bu âdet, başta Oniki Hayvanlı Türk Takvimi'nde görüldüğü üzere Türkler'de çok eskiden beri bilinmekte ve bugün törenlerle kutlanmaktadır.