Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Ahmet Yıldız

Ahmet YıldızNe Mutlu Türküm Diyebilene yazarı
Yazar
Derleyen
8.6/10
9 Kişi
35
Okunma
11
Beğeni
3.379
Görüntülenme

Hakkında

Ahmet Yıldız 16 Şubat 1966’da Diyarbakır’da doğdu. Temel eğitimini bu şehirde, 1985 yılında tamamladı. Aynı yıl girdiği, Boğaziçi Üniversitesi İİBF Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nü 1990’da bitirdi. 1991’de Bilkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde MSP-RP hareketinin evrimi üzerine yüksek lisans çalışmasını tamamladı. Doktora çalışmasını yine aynı yerde gerçeklerştirdi. Bir dönem araştırma görevlisi olarak çalıştı. 1996 yılında Milliyet gazetesinin Sosyal Bilimler dalındaki yarışmasına ‘‘federalizm ve etnik çoğulculuk’’ ilişkisini ele alan çalışmasıyla katıldı ve birincilik ödülünü aldı. Halen genel olarak Türk siyasi hayatı, özel olarak Kemalist ulusçuluk üzerine çalışmalarını sürdürmektedir.
Unvan:
Türk Yazar
Doğum:
Diyarbakır, 16 Şubat 1966

Okurlar

11 okur beğendi.
35 okur okudu.
3 okur okuyor.
33 okur okuyacak.
1 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Ulusçuluk hem emperyalist hem de antiemperyalist söylemlerin bir parçasıdır. Hem kurtuluş ve bağımsızlık, hem de baskı amaçlı hareketlerle ilişkili olabilmektedir.
Sayfa 30 - İletişim yayınları
Reklam
Türk ulusal kimliğinin inşası
Birinci dönemi oluşturan Milli Mücadele (1919-1923) yıllarında Türk ulusal kimliği, baskın bir dinî karaktere sahip olmuş, milliyet Müslümanlıkla tanımlanmış, reelpolitiğin bir yansıması olarak, resmî politik söylem etnik çoğulculuğu veri olarak almıştır. 1924-1929 döneminde dinî tanımdan radikal bir kopuş gerçekleştirilmiş, çoğulcu söylem terk edilmiş, Türk ulusal kimliğinin Cumhuriyetçi karakteri temel tanımlayıcı olmuştur. Dinin hem siyasî hem de sosyal görünürlüğünün yok edilerek yalnızca "vicdanlarda ve mabetlerde" yaşanmasını öngören militan bir sekülarizm, Cumhuriyetçi tanıma asıl rengini vermiştir. Bu tanımın şiarını, "dilde, kültürde ve ülküde birlik" oluşturmuştur. Hukukî-siyasî bir mahiyet arz eden Cumhuriyetçi tanımın politik muhtevası, hukukî muhtevasına kıyasla çok daha belirleyici bir öneme sahip olmuştur. Bu tanıma göre, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan ve Türkçe konuşan, Türk kültürüyle yetişmiş ve Cumhuriyet ülküsüne sadık herkes, Türk olarak kabul edilmekteydi. Türk ulusal kimliğinin Kemalist inşa sürecinde üçüncü safhayı (1929-1938), ulusal topluluğu etniklik ekseninde tanımlayan ve ortak köken duygusunu temel alan irkî soya dayalı motiflerin, Cumhuriyetçi tanıma eklemlenmesi çabaları oluşturmuştur. Bunun sembolik düzeydeki yansıması, "dilde, ekinde (kültür), kanda birlik'in yeni ulusal şiarı oluşturmasıdır. Cumhuriyet ülküsünün cezbedici bir ideal olarak zayıflığı, ortak köken duygusunu ortak payda olarak alan, mitik ve sözde-bilimsel irkî/soya dayalı ulusal süreklilik tezinin Türk ulusal kimliği içinde yapısal bir değer kazanmasına yol açmıştır.
Sayfa 16 - İletişim yayınları
Kemalistlerin ev ödevi, "Türkler yapamaz" şeklindeki ırkçı önyargıyı yıkmak ve "mutlu Türk"ü inşa etmekti: bulunan şiar bugün tüm mutlu Türkler"in dilinde bir duadır: "Ne mutlu Türküm diyene!"
Sayfa 114Kitabı okudu
Bediüzzaman'a göre milliyetçiliğin temeli esas itibarıyla mater- yalizmdir. Gaflet, dalalet, riya ve zulmetten ibaret bir macun olarak düşünürseniz milliyetçilik kişinin kendisini, hevasını ilahlaştırma- sıyla çok yakından ilişkili olan kolektif benliğin tezahürlerinden bi- risi olarak karşımıza çıkmaktadır. Reel anlamda bir milliyetçinin dindarlığı çoğu defa araçsaldır. Akidevi boyut üzerinden böyle bir milliyetçilik dindarlıkla çok yakın bir ilişki kuramaz.
Türkler ve İslâm
Türklerin Müslüman olmaları radikal dönüşümler getirdi. Bütün cemaati tahayyül alt üst oldu. Sosyal hayatın hemen her safhası değişim yaşarken şahsi kimlikler bütünüyle dini-cemaati bir nitelik kazandı. Türk etnik kimliğinin İslamla kaynaşmasının yoğunluk derecesinin, Müslüman Araplar dahil, başka bir benzeri yoktur. İslam öncesi gelenek ve efsaneler köylüler ve aşiret mensupları arasında korunsa bile, 15. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Osmanlı saray kültürü, yeni edinilen gaza idealine ve emperyal vizyona uygun olarak İslam öncesi etnik hatıralardan hemen tamamıyla arındırılmıştır. İstanbul'un fethinden önce Osmanlı Devleti bir imparatorluk değil, esas olarak bir "etnik Türk varlığıydı". Fetihten sonra, dini çeşitliliğin "millet" sistemiyle kurumlaştırılması etnik Türk kimliğinden emperyal devlete geçişi de beraberinde getirdi. Gaza idealini vaz eden İslami bağlanmanın etkisiyle etnik Türklük sönmeye yüz tuttu ve yerini bütünüyle dini tahassüse bıraktı. Osmanlı Devleti, Türk etnik kimliğinin esası­nı oluşturan naif soya dayalılığı boy-üstü bir kimliğe dönüştürürken, pek zorlanmamıştır.
Henüz kayıt yok
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
326 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Said Nursi'nin Düşünce Evreni "Köşe Taşları"
Ahmet Yıldız, Köşe taşlarında Said Nursi'nin düşünce dünyasını, bu arka planın nelerden beslendiğini, sadece bir alim ve ya hoca kimliğiyle değil, düşüncelerinden dünyanın istifade etmesi gereken bir mütefekkir olarak Bedizzaman'ın kim olduğunu yazmış. Kitabı okudukça Nur camiasının neden bu şekilde dağınık bir o kadar da içine kapanık bir durumda kaldığının eleştirisi ve bugünkü bakış açılarının, ağır olmayan ifadelerle eleştirisi çok yerinde ve hakkaniyetli şekilde yapılmış. Türkiye'de Kemalizm'in acı etkisi, kıyımı, halkların ihtiyaçlarının tespiti ve bunun için gayret göstermiş bir düşün işçisinin prensipli yaklaşımları, bu kitapta çok güzel işlenmiş. okuyucular için özellikle Said Nursi takipçileri için ufuk açıcı bir kitabı istifademize sundukları için Ahmet Yıldız'a ve Lejand yayınlarına minnettarım. Teşekkürler.
Köşe Taşları Said Nursi'nin Düşünce Evreni
Köşe Taşları Said Nursi'nin Düşünce EvreniAhmet Yıldız · LEJAND · 20216 okunma
351 syf.
9/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Ne Mutlu Türküm Diyebilene - Ahmet Yıldız
Cumhuriyet'in ilk dönemindeki milliyetçi ulus-devlet paradigmasını ve Türklük tartışmalarını inceliyor. Fena sayılmayacak bir akademik çalışma. Katıldığım yerler var, katılamadığım yerler var, ama genel olarak fena değil. Puan olarak 9/10 veriyorum. Siyaset-bilimcilerin okumasını tavsiye ederim.
Ne Mutlu Türküm Diyebilene
Ne Mutlu Türküm DiyebileneAhmet Yıldız · İletişim Yayınevi · 201017 okunma