Zira sen diyorsun ki kim ne yaparsa yapsın, böyle olmasını Allah istemiştir ve dolayısıyla Allah yapmıştır. Eğer ilahi cebr doğru ise, o zaman ahlaklı olma şartı anlamsızdır.
"Senin İsmail'in kimdir?"
Veya nedir?
Makamın mı? Onurun mu? Mevkiin mi? Statün mü? Mesleğin mi? Paran mı? Evin mi? Otomobilin mi? Sevgilin mi? Ailen mi? İlmin mi? Rütben mi? Sanat ve maharetin mi? Ruhâniyetin mi? Alimliğin mi? Elbisen mi? Adın mı? Nâmın mı? Şöhretin mi? Canın mı? Ruhun mu? Gençliğin mi? Güzelliğin mi...?
Ben nereden bileyim? Bunu sen kendin bilirsin. Her ne ve kim ise onu sen kendin Mina'ya getirmeli ve kurban için seçmelisin. "
İnsan "Ben bunu şu sebep ve argümanlarla seçtim" diyebilen, seçmeyebilecekken seçebilen kimsedir.
"ŞUNU MU YAPAYIM YOKSA BUNU MU?
İŞTE BU SEÇİMİN DELİLİDİR GÜZELİM"
MEVLANA
Beşer” kelimesiyle “insan” kelimesi arasındaki fark şu noktada kendini gösterir: “Beşer” dendiğinde kastedilen, varlıkların gelişim silsilesi sonucunda yeryüzüne gelmiş bulunup şimdi yaşamakta olan iki ayaklı hayvan/canlı türüdür. Şimdi yeryüzünde bu türden üç milyar baş hareket etmektedir. “İnsan” dendiğinde ise maksat, sıra dışı ve gizemli üstün bir hakikattir; onun özel bir tanımı vardır ve o tanıma tabiatın tezahür ve olguları girmez. O halde iki insan vardır: Biri biyolojinin bahsetti insan, diğeri ise hakkında şairin konuştuğu, filozofun söz söylediği, dinin ilgilendiği insandır.