Cemal Yıldırım (d. 1925, ö. Mart 2009), Türk mantık ve felsefe profesörü. 80'li yıllardan beri Türkiye'de bilimsel felsefe akımının vebilim felsefesinin önde gelen isimlerindendir.1928 yılında Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde dünyaya geldi. Ünlü din bilginlerinden müfessir, fâkih ve müftü Celal Yıldırım'ın kardeşidir.
Eğitimi
Yanında çıraklık yaptığı ustasından hem okumayı hem de aritmetiği öğrendi.Fırsat buldukça yakındaki okula gidip pencereden dersleri dinledi.
Eğitim hayatına köy enstitüsünde başladı. ABD'de Indiana Üniversitesi'nde eğitim felsefesi ve bilim felsefesi alanlarında doktora yaptı.
Ölümü
Profesör Cemal Yıldırım, 84 yaşında vefat etti. Cenazesi 23 Mart 2009 Pazartesi günü Altınoluk'ta toprağa verildi.
Eserleri
15 telifli kitabı, iki çevirisi, birçok araştırma yazısı ve bilimsel makalesi vardır. Önemli eserleri arasında “Evrim Kuramı ve Bağnazlık”, “Bilimsel Düşünme Yöntemleri”, “Mantık”, “Bilim Tarihi” ve “Bilim Felsefesi” sayılabilir.Hans Reichenbach'ın Bilimsel Felsefenin Doğuşu (The Rise of Scientific Philosophy) adlı önemli eserini Türkçeye çevirdi.
Tüm canlılar gibi insanın da yaşamını sürdürmesi öncelikle doğal çevresiyle uyum kurmasına bağlı olmuştur. Ne var ki, insan uyum kurmakla kalmamıştır; düşünme, iletişim kurma ve araç yapma gücüyle doğaya egemen olma sürecine girmiştir.
§
"Uzun yaşamımda öğrendiğim bir şey var: Gerçeklikle ölçüştürüldüğünde tüm bilimimiz ilkel ve çocukça kalmaktadır - ama gene de sahip olduğumuz en değerli şeydir, Bilim!"
§
Bilimsel düşünme belli bir kafa disiplini gerektirir. Bu disiplini kazanmış bir kimse her şeyden önce gerçeğe dönüktür; olaylara saygılıdır. Yargılarında tutarlı ve ihtiyatlı olmasını bilir; olgulara dayanmayan uluorta genellemelerden kaçınır; akla ya da ortak-duyuya ne kadar yakın görünürse görünsün hiçbir konuda önyargılara, dogmatik inançlara saplanmaz. Bilimsel düşünme yeteneğini kazanmış bir kimse için düşüncenin hareket noktası olduğu gibi, geçerlik ölçüsü de güvenilir gözlem verileridir. Gözlem verilerine ters düşen, ya da onları aşan, her türlü iddia, teori veya genelleme duygusal çekiciliği ne olursa olsun, şüphe konusu olmak zorundadır. Herhangi bir çıkarım ya da savın geçerliği, olgulara uygunluk gösterdiği kadardır.
Bilimsel düşünme belli bir dünya görüşüne dayanır. Bu görüş rasyoneldir; her türlü mistik ve doğaötesi görüşlerin karşısında yer alır. Doğada olup biten olayları, doğaüstü kuvvetlerin varlığını tasarlayarak değil, gene doğal olaylara başvurarak açıklamaya gider.
Bilim, yolumuzu aydınlatan bir ışıktır. Genç kuşakların geleceğe yönelik yürüyüşlerinde bu ışıklı ama çetin yolu seçeceklerini ummak boş bir hayal değildir. Ne mutlu bu yolculuğa katıl mayı göze alanlara!
Cemal Yıldırım'ın kaleme aldığı "Bilimin Öncüleri", insanlığın bilimsel keşiflerle dolu heyecan verici yolculuğunu anlatan etkileyici bir eser. Kitabı yüksek lisans eğitimi sırasında duymuştum ilk. Kitap, bilimin evrimini ve büyük keşiflerin ardındaki zorlukları ve başarıları gözler önüne sererken, aynı zamanda bilimin toplumsal ve
Yaşadığımız dünyayı doğru değerlendirmenin ve anlamanın en önemli koşulu kuşkusuz bilimi en doğru şekilde anlamaktır. Bilim çoğu kez, bir bilgi birikimi veya düzenli güvenilir bilgi olarak tanımlanır. Özünde bir arayıştır, gerçeği bulmaya ve yaşadığımız dünyayı, hatta evreni açıklamaya yönelik bir çabadır. Bunun yanında, dogmalar içeren bir öğreti
Kitabın giriş kısmında bilimin tanımı hakkında farklı yorumlara yer verilmiş; anlaşılıyor ki konu hakkında mutlak bir uzlaşı söz konusu değil. Ama bir tanım yapacak olursak, kitaptan en yalın ve kısa tanımı verebiliriz: “Bilim, dünyamızda olup biten olguları betimleme ve açıklama yoluyla anlama girişimidir.” Ama hayatımızı derinden etkileyen en