"Sen köleliğin ne olduğunu biliyorsun, ama özgürlük, onu tatlı mı acı mı olduğunu bilmiyorsun; eğer onun tadını almış olsaydın, onu bize mızraklarla değil, baltalarla savunmayı öğütlerdin."
Şu halde ey Kroisos, insan için yalnız talih ve talihsizlik vardır. Evet, görüyorum, sen çok zenginsin, çok insana hükmediyorsun, ama benden istediğin şeye gene de cevap veremem; çünkü önce ömrünün güzel bir sona bağ landığını öğrenmem gerekir.
Kentin en işlek kapısının üstüne rastlayan sahanlıkta bir açık hava mezarı yaptırttı ve bu anıtın üzerine bir yazı kazdırttı, yazıda şöyle deniyordu: "Babil'de benden sonra gelecek krallardan biri darda kalırsa, bu mezarı açsın ve içindeki hazineden istediği kadarını alsın; ama korusun kendini, gerçekten darda kalmış değilse sakın açmasın; çünkü hayrını görmeyecektir."
Kimse dokunmadı bu mezara, taa yıllar geçip de Dareios işbaşına geçene kadar; hem bu kapıyı kullanmadan böyle bırakmak, hem de elinin altında bir hazine dururken bundan yararlanmamak Dareios'a pek saçma göründü. Mezarı açtı. Hazine mazine yok; yalnız bir ölü ve bir de yazıt: "Eğer bu kadar para canlısı ve utanılacak kadar açgözlü olmasaydın, ölülerin sığındıkları yeri açmazdın."