Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Josef H. Reicholf

Josef H. Reicholfİnsanın Evrimi yazarı
Yazar
9.0/10
26 Kişi
83
Okunma
5
Beğeni
1.323
Görüntülenme

Josef H. Reicholf Gönderileri

Josef H. Reicholf kitaplarını, Josef H. Reicholf sözleri ve alıntılarını, Josef H. Reicholf yazarlarını, Josef H. Reicholf yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Böylece insan, ateşe hükmederek sadece yeni bir yiyecek boyutuna erişmekle kalmayıp, eline ilk kez enerjiyi de geçirmişti; sivri pençeleri veya yoğun kas gücüne sahip olmayan zayıf eline.”
"Küçük ölçekte insan, kendi yarattığı cennetten defalarca kovuldu"
Reklam
“ Dille birlikte dünyaya yalan da geldi. Dil öncesi anlatım davranışlarında sadece aldatma olan şey, dilin yardımıyla gerçek ve kasıtlı bir yalan haline getirilebiliyordu.”
“Zamanla büyük farklılıklara, hatta evrimde yeni yönlerin oluşmasına sebep olmak için küçük adımlar yeterlidir.”
Cennet arzusunu evrimdeki yerimize yöneltiyor.
Neden cennet düşüncesi oluşmuştur? Bu hayal bugün dünyanın hiçbir yerinde gerçekle örtüşmemektedir. Modem teknoloji bile insan için cennet düşüncesine uygun bir yaşam alanı yaratmayı başaramamıştır.
Say Yayınlan, 2014
Reklam
bu kadar basit işte
Ölmekte olan hayvan yere uzanır ve sessizce gecenin soğuğunda ölür.
Say Yayınlan, 2014
İlkel atamızın en bariz örneği;
"Lucy" diye adlandırılan bu buluntu yaklaşık 20 yaşında ve 27 kilogram ağırlığında bir dişi idi. Boyu ancak 1,25 metre kadardı. Australopithecus afarensis diye adlandırılan bu grubun erkekleri daha uzun oluyor. Yaklaşık 1,5 metre boy ve 65 kilogram ağırlığa ulaşıyorlardı. Buluntunun yaşı, 3.2 milyon yıl olarak hesaplanmıştır.
Say Yayınlan, 2014
İnsanın şempanzeden türediğini varsaymak, tamamen saçmalık olur. Günümüz insansı maymunları, hiçbir şekilde insanın yaşayan ataları değildir.
Sayfa 32 - Say yayınlarıKitabı okuyor
İnsanlaşma Üzerine
Bu sürecin bir başlangıcı yoktur, ama ucunda bizler varız.
Sayfa 33 - Say yayınlarıKitabı okuyor
Reklam
İlk İnsan Hususu
Hiçbir canlının geleneksel anlamda bir başlangıcı olmadığı göz önünde bulundurulmalıdır. Daima daha önce var olandan yola çıkmış, var olanı geliştirmiş ve asla öncekilere bağlantısını kaybetmemiştir. Dolayısıyla insanlaşmanın başlangıcını arayamayacağımız gibi tespit de edemeyiz.
Sayfa 35 - Say yayınlarıKitabı okuyor
İnsan Afrika’dda vücut bulmuştur. Atalarımızın memleketi, Doğu Afrika platolarının verimli savanları, yerkabuğunda oluşan devasa bir çatlağın anakarayı böldüğü yerdir. İnsan soyu ekvatorun güneyindeki vahsi çayırlarda ortaya çıkmıştır.
Cennet ve cennet bahçesi mecazları bu iki mecaz, insanın tarih öncesi gelişimine kadar uzanan hatıraların yorumu olarak görülmelidir. Sembolik anlamlarla dolu ve "aşırı yüklü" olmalarına rağmen, insanın hayatın kolay olduğu bir yaşam alanına ezelden beri duyduğu özlemi yansıtırlar. Biz insanlar, bolluk ve yoksunluk arasındaki gerilim sahasında yetiştik. Sonuçta bu gerilim sahasına ihtiyaç duyuyoruz. Bizi ayakta tutan budur. Asla "doğayla barışık ve uyum içinde" yaşamadık. "Yedi bolluk yılını" ister istemez "yedi yoksunluk yılı" ve refah dönemlerini Kutsal Kitap'ta anlatılan ve sonrasındaki salgınlar takip etti! Doğanın dengesini biz bozmadık. Dengesizlik zaten bizim öz annemizdi! Kaynağımızı ve evrimdeki tüm gelişmeleri ve yenilikleri bu dengesizliğe borçluyuz. Bunu kabul etmeye çalışmalıyız.
Sayfa 325 - Say YayınlarıKitabı okudu
Evrim süreci ne bir tesadüfler zinciri ne de kaderdir. İnsanın nereden geldiğine dair eski kavgalar, yanlış cephelerde veriliyordu. Soy tarihimizin süreçlerine ne kadar derinden bakarsak, özelliklerimizi ve sorunlarımızı o denli iyi anlarız. İçinden geldiğimiz ve hâlâ bir parçası olduğumuz doğayla ne kadar kopmaz bağlarımız olduğunun o denli bilincine varırız. Köklerimizi bugün her zamankinden daha iyi anlamamız, sadece tüm insanlara karşı değil, doğaya karşı da sorumlu hareket etmemizi gerektirir. Belki insan kendi köklerini göz ardı ettiği ve kendini doğanın üstünde gördüğü için çevre krizini bu kadar şiddetli yaşıyoruz. Geldiğimiz yeri inkâr ederek daha iyi insanlar haline gelmeyeceğimiz gibi, geldiğimiz yeri bilirsek daha kötü insanlar haline de gelmeyiz. Biz insanların oluşmasını sağlayan koşulları göz önünde bulundurursak, belki kendimizi de daha iyi anlarız.
Sayfa 315 - Say YayınlarıKitabı okudu
62 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.