Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kurt Okay

Kurt OkayBaşkomutan Enver Paşa yazarı
Yazar
8.4/10
8 Kişi
12
Okunma
2
Beğeni
910
Görüntülenme

Kurt Okay Sözleri ve Alıntıları

Kurt Okay sözleri ve alıntılarını, Kurt Okay kitap alıntılarını, Kurt Okay en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bu arada Enver Paşa karamsarlıktan çıkmış, yeniden simsiyah gözleriyle soğukkanlı ve kararlı biçimde başlamıştı. Bütün yollara gerekli adımları atıyordu. General von Kress Şam’da bulunuyor ve Suriye’de Bedevilerden bir yardımcı tümen kurmaya çalışan Albay Mümtaz Bey’in hazırlıklarına yardım ediyordu. Suriye ve Filistin’i savunmakla görevli Zeki Paşa, Suriye’de ayrılıkçı Arap ihtilâlcilerin çok yoğun faaliyette bulunduğunu bildirmişti. Tecrübeli ve ihtiyatlı arkadaşı Cemal Paşa’yı bir kumandan için zor bir görevi olan 4. Ordunun başına getirmeye karar vermişti: — Kabul mü, değil mi? — Tabi, büyük bir memnuniyetle. — Tamam. Öyleyse herşey mükemmel. Cemal Paşa, Kanal Harekâtı işini ve Suriye’de asayişin yeniden sağlanmasını üstleniyordu. Söylendiği gibi, İngilizler aşağıda tutularak, hareketsiz bırakılmalıydı.
Her tarafta aynı acımasız manzara hüküm sürüyordu. Onun, 10. Kolordu’da ya da daha sonra mahiyetine girecek olan 11. Kolordu’da mı olduğu bilinmiyordu. Sadece birkaç kişiye kadar adamları ürkütücü şekilde artan bir uyuşukluk gösteriyordu. Bunların hepsi askerlerdi. Hem de, savaş tec­rübesi liderlerine büyük bir sevgi ile bağlı olan cesur
Reklam
Enver Paşa, Kafkasya kışını yaşadığı bu yolu hiçbir za­man unutmayacaktı. Hiç bitmeyecekmiş gibi görülen sıkın­tılar ve acılarla dolu olan bu yol, sanki onu cehenneme sok­muş gibiydi.Açıktaki karargâhta hiçbir korunması olmayan bir ça­dırda eksi yirmibeş derece soğukta geçirdiği dokuz gece o- nun hafızasından hiçbir zaman silinmeyecekti. Gittikçe
Harbiye Nazırı Enver Paşa? Oldukça genç yaşta Türki­ye’nin kaderini yön vermek için göreve çağırılan bu adamın genel portresini çizmek için, ilk önce, dünyanın onun hak­kında ne hüküm verdiğine bakılmalıdır. Çok yönlü kişilik yapısından dolayı Enver Paşa, “Türk savaş yöneliminin Ru­hu”, “Diktatör”, “Hürriyet Kahramanı”, “Politik Maceracı”,
Her seferinde oraya dönül­mek zorunda kalınıyor, bazen Türk harp gemilerinin Boğaz’dan çıkışları kendilerine bildirildiğinde nadiren de olsa Rus gemileri bunların geri dönüş yollarını kesmeyi deniyor­lar, ancak bu gibi dalaşmalar sadece denemede kalıyor, kü­çükte olsa herhangi bir başarı elde edemiyorlardı.“Sultan Yavuz”; “Midilli” ve ekseriya onların dümen su­yunda seyreden “Hamidiye”, bütün tehlikeleri hiçe sayarak, sakin bir şekilde yaptıkları sürpriz baskınlarla şaşkınlık ya­ratarak, Rus filosunun büyüklüğüne rağmen üstünlüğünü koruyordu. Bazen de bu kapışmalar, savaşçılıktan dalıa çok sportif gibi görünen bir yarışa dönüşüyordu.Rusların, bu gemilere karşı olan kinlerini anlamak pe­kâla mümkündü. Çünkü, bunlar, Trabzon’a giden nakliyatın koruyucusu Marmara Denizi’nin bu dar kapısından yabancı sızmalara karşı kalkan görevi yanında, aynı zamanda Sebas- topol’a yapılmakta olan büyük deniz festivaline sürpriz bir ziyaret yaparak, şehrin bir çok yerinde Rusların zırhlı kule­lerini bombardıman edip, yaptıkları isabetli atışlarla şehrin bir çok yerinde yangınlar çıkaran gemilerdi. Daha sonra Po- ti, Feodosia ve Yalıa’ya da saldırmışlar, Odessa’da büyük za­rara yol açmışlar, acımasız top namlularını kıpkırmızı kor gibi yapan bir bombardımanla, Novorossisk limanını yerle bir ederek, yanan petrol tanklarının dumanlarıyla sahili ka­ranlığa boğmuşlardı
Onu; çok cesur bir deli, yalnız kendini düşünen bir ik­bal perest, çok büyük strateji kuran bir teşkilâtçı, alev alev yanan bir vatansever olarak gören pek çok dost ve düşmanı olduğu gibi, aşağılık ikiyüzlüler veya koruyucuları da vardı.Bu hüküm kargaşası içinde bir kişinin karakter yüksek­liğini veya zayıflığını, gayelerini ve plânlarını, hareketlerini ve tavırlarını bu noktadan hareketle, ona biçilen değeri gö­rünüşte çözmeye çalışmak, ancak bir deneme olacaktır. Çünkü; bir başka insanın varlığının bütün ayrıntılarını so­nuna kadar anlayabilmeyi başarmak, bir düşünce dünyası­nın gizli boşluklarına kadar inmek, herkesin kendi içinde sakladığı asıl gücünün sırrını çözmek herkese farklı gelen ve gelişimini belli bir hedefe yönlendirip bütün çıplaklığıyla ortaya çıkarabilmek nasıl mümkün olabilir ki?Bir ışık huzmesi içinde bir yıldızın yolu ve hareketinin hızı ne kadar takip edilebilirse, Enver Paşa’nın tuttuğu veya tutmak zorunda kaldığı yoldaki davranışı ve yaptıkları da ancak o kadar takip edilebilirdi. Ruhu, yokluğun karanlığı­na dalıp, vücudu kara toprağa girinceye, dili ansızın susuıı- caya kadar, onu yürekten harekete geçiren, ruhunu doldu­ran, ileri gitme arzusu ile yakan ve daima yeniden kavgaya sokan karakteri, sadece onun tarzı idi
Reklam
Bütün bunların arasında Niyazi Bey, askeri kasayı arayıp bulmuş, sakin bir gülümsemeyle kapağını kırmıştı. Parti üyeleri, komiyete gelirlerinin bir kısmını aidat olarak verselerde, para her zaman gerekliydi. Hızla saydı. Aşağı yukarı altıyüz lira kadardı. Sonra not deflerinden bir yaprak koparıp birkaç kelime yazıp boş kasaya koydu. Her şey düzenli olmalı, borç makbuzlanmahydı. Bu para, devlet ve millet malıydı.
— Arkadaşlar! herşey hazır. Beraberimde gelecek iki yüz kişi için silâh, cephane ve para lamam. Ailemden ayrıldım. Karımı Manastır’a yolladım ve vatan kurtuluncaya kadar, geri dönmeyeceğimi söyledim. Aynen siz de yapmak ister misiniz? Ruhunuz ve bedeninizle çalışmak ister misiniz?
Enver omuzlarını silkerek, keşke artık kesse diye içinden geçiyor fakat, arkadaşı konuşmaya devam ediyordu: “O kim olursa olsun, derhal gözetim altına alınır, etrafı nöbetçilerle çevrilir. Orada kaldığı müddetçe alkol, kadın, tütün vasıtasıyla varlığının yok olması denenir. Muhtemel bir muhalifi bitirmek içirt mükemmel bir yol değil mi?” Enver bir süre sustu.” Bana bunları neden anlatıyorsun?” diye yanındakine sordu. Diğeri beklemediği bıı tepki karşısında şaşırmış halde, gözlerinde hafif bir korku okunuyordu. — Nasıl? Bunu nasıl söylersin, Enver Bey? Şimdi, bu konular hakkında benim fikirlerimi bilmiyorsun. Buna rağmen, bana durmadan” bir an durup uygun kelimeyi aradı.” Böyle pervasızca kendi görüşlerini anlatıyorsun. Belki ben seninle aynı fikirde değilim?” — Hım. Seni uzun süredir tanıyorum Enver Bey, hiçbir surette seni bir hain olarak görmedim.
Dayanılmaz vergi yükleri, düşük maaşlar, yetersiz beslenme. Abdülhamid günün birinde, hangi yanılgının uçurumunda olduğunu mutlaka görecekti. Bir rüzgâr fırtınası onu süpürüp götürebilirdi ve hafiyeleri bir köstebek ordusu gibi durup dinlenmeden iş başında devletin temelini kazıyorlardı. Artık sarsılacak ve dokunulacak bir şeyler olmalıydı. Bu düşünceler benliğinin yükselmesi için bir direk gibiydi. Anavatan tehlike içinde idi. Büyük ve derin bir aşkla kucakladığı memleketi uçurumun kenarındaydı. Ve hayatının değeri bundan daha kıymetli değildi. Sadece biraz sabır gerekliydi. Her şeyi yüz defa düşünülmeli ve en son olarak organize edilmeliydi. Rakiplerin her şeyi vardı. Onlarda eksik olan: Etki, güç, araç. Güç elde edilebilirdi, parada aynı şekilde. Ama eğer bir ideal için bunlar gerçekleştirilebilirse, ikisinin gücüyle etki de büyük ölçüde kazanılır
361 öğeden 241 ile 250 arasındakiler gösteriliyor.