Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Lord Kinross

Lord KinrossAtatürk yazarı
Yazar
8.9/10
624 Kişi
2.199
Okunma
146
Beğeni
11,2bin
Görüntülenme

Lord Kinross Sözleri ve Alıntıları

Lord Kinross sözleri ve alıntılarını, Lord Kinross kitap alıntılarını, Lord Kinross en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tablo değişmişti: Şimdi Mustafa Kemal'in yakın arkadaşları, ihtilale sonradan katılmış olan Fevzi ve İsmet paşalardı; bütün niteliklerine rağmen, emir verecek değil, emir alacak, onun bütün istediklerini yapacak iki adam.
Sayfa 345 - Altın Kitaplar YayıneviKitabı okudu
Makedonyalı Mustafa Kemal, amaçlarından birincisini elde etmişti. Türkiye'yi kurtarmış, canlandırmış; düşmanlarla sarılı, dağınık, parçalanmış bir imparatorluktan,ileride dost olabilecek milletler tarafından tanınan yoğun, katıksız bir devlet çıkarmıştı.
Sayfa 443Kitabı okudu
Reklam
Kireçtepe savaşında takviye birlikleri getirmek için cephe gerisinde at üzerindedir. Geçebilecekleri tek yol, denizle sırt arasında, düşman filosunun ateşine açıktır. Askerler bu boğaza gelince dururlar. Mustafa Kemal'e , "Düşman ölüm saçıyor, kuş bile geçirmiyor," derler. O hemen, "Böyle geçebilirsiniz," diyerek kurmay başkanı ve yaveriyle ileri doğru atılır ve ötekilere de peşinden gelmelerini emreder. Askerler tek sıra halinde onun peşinden koşarlar ve çok kayıp vermekle beraber, mevzii yeniden ele geçirirler. Kendisinin her an canını vermeye hazır oluşu, emrindekileri de öyle davranmaya zorluyordu. Bu da onu büsbütün efsaneleştiriyordu.
Sayfa 122 - Altın Kitaplar YayıneviKitabı okudu
Yazın, bir hafta sonunu Büyükada'da geçirmeye karar verdiler. Oteller pahalıydı. Onun için, kumsal kıyılara kadar inen ve bu adalara bir Akdeniz görünüşü veren çamlıklarda kamp kuracaklardı. Yanlarına kap kacak, çıra, yiyecek ve en önemlisi , içecek şeyler almaları gerekiyordu. Mustafa, her zaman ki içkisi olan birayı önerdi. Ama, Fuat kasayla bira taşımanın ağır olacağını söyleyerek, onun yerine bir şişe rakı almayı önerdi. Mustafa Kemal, bu anason kokulu, keskin Türk içkisini henüz tatmış değildi. Ama içer içmez hoşlandı ve ondan sonra bol bol rakı içmeyi âdet edindi.
Sayfa 28
Ankara başkent olmaya elverişli değildir, deniliyordu. Buna karşılık, düşman akınlarına karşı güvenli bir stratejik ve coğrafi konumu vardı. Ayrıca, Milli Mücadele’nin sembolü olarak, mistik bir değer kazanmıştı. Üstelik, Gazi, öteden beri sürüp gelen ahlaksızlığı, sinsi gelenekleri, entrika alışkanlıkları yüzünden İstanbul’a karşı derin bir güvensizlik duyuyordu. Gençliğinde, Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşe mahkûm oluşunu, Osmanoğullarının Anadolu’nun sert yaylasını bırakıp Boğaz kıyılarına yerleştikleri tarihe bağlamış değil miydi?
Altın Kitaplar
Evet efendim. Ölmemizi emrettiniz. Süvarilerin çoğu öldü. Ama onların saldırısı, düşman akınını geciktirmiş ve böylece o önemli zirvenin kurtulmasını sağlamıştı. Anafartalardaki bu son kanlı çarpışmalar, aslında Gelibolu seferinin son çalkantılarıydı. Conkbayıri'nın Türklere geçmesinden hemen bir hafta sonra Sir lan Hamilton telgrafla Kitchener'e başarısızlıklarını bildirmişti. Türkler şimdi sadece sayica değil, moral bakımından da üstünlük kazanmışlardı. Artık sürprizden de yararlanamayacak olan Hamilton'un saldırıya tekrar baş- layabilmesi için yeniden 100.000'e yakın asker getirmesi gerekmekteydi. Hamilton, raporunu, "Karşımızdaki ordu, kahramanca dövüşen ve mükemmel yönetilen gerçek Türk ordusudur," diye bitiriyordu...
Sayfa 122 - Altın KitaplarKitabı okuyor
Reklam
Gariptir ki, Mustafa Kemal, iktidarı ele geçirmek için değil, geçirdikten sonra diktatörleşmişti.
Gazi... Tarihin en uzun söylevlerinden olan Nutuk'u yazmak için 'üç ay', okumak için de 'altı gün' harcadı. #tarih #KurtuluşSavaşı
Sayfa 510Kitabı okudu
Dini, içtimai ve ticari anlamlarda bir çok ayrıcalıkları vardı. Devamlı ışıl ışıl parlayan sokaklar, o sokaklarda gezen madam ve mösyölere karşın Anadolu tarafında çürümeye yüz tutmuş evler, taşların arasından çıkan otlarla boğulmuş sokaklar ve sadece 5 vakit namaz kılmayı bekleyen fakir Türk insanı.
Mustafa Kemal: ... Asıl mihenk taşı 'savaş alanıdır.' Şimdi arkadaşlardan her birinin ne yaptığını gözü kapalı söyleyebilirim. Örneğin, biliyorum ki falan tümenin komutanı - parmağı ile haritadan bir yer gösterdi- şu kasabaya varmıştır. Kasabanın en rahat evini seçmiş ve şimdi, her şeyi unutup, portatif karyolasının üzerinde derin bir uykuya dalmıştır. İster misiniz, bunun böyle olduğunu size şimdi ispat edeyim? Zile basıp nöbetçi subayını çağırarak talimat verdi: "Çocuğum, bana hemen filan tümenin komutanını bulur musun?" Aşağıdan telgraf makinesinin sesi duyulmaya başlandı... Nöbetçi subayı tekrar içeri girdi. Selam aldıktan sonra, "Efendim," dedi. "Tümen konutanı S... köyünde istirahattaymış. Uyandıralım mı?" Mustafa Kemal, kendi psikolojik sezisine güldü: "Ben size demedim mi? Şimdi ötekine bakın." Subaya, "Bana falanca tümen komutanını bulun." diye emir verdi. Sonra yanındakilere dönerek göz etti: "Bulamayacak, çünkü, gideceği yere bir an önce varmak için doludizgin ilerliyordur." Telgrafçı biraz sonra gelerek, tümen komutanının bulunmadığını söyledi. #tarih #KurtuluşSavaşı #öngörü
Sayfa 321Kitabı okudu
Reklam
Mustafa Kemal’le bir avuç arkadaşı, Türkiye’nin, tarihinin bir dönüm noktasına gelmiş olduğunu biliyorlardı. “Hakikat, Osmanlı saltanatının ve hilafetin yıkılmış ve yok olmuş olduğunu düşünerek, yeni temellere dayanan, yeni bir devlet kurmaktan ibaretti. Ne var ki, burada da, Erzurum ve Sivas’ta olduğu gibi, bu amacı açıkça ortaya atabilmek güç bir şeydi. Konuşmalar sırasında bir kere Yunus Nadi Bey, asıl görevlerinin Anadolu’da yeni bir devlet kurmak olduğunu söyleyecek olmuş; ama bu, çevrede öyle bir şaşkınlık yaratmıştı ki, Mustafa, hazır bulunanların sadece yeni meclisin niteliği üzerinde düşünceleri sorulduğunu belirtmişti.
Zübeyde hanım yumuşamaya başlamıştı. En sonunda ona kararını verdiren, tam zamanında gördüğü bir rüya oldu. Rüyasında oğlunun bir minarenin tepesinde, altın bir tepsi içinde oturduğunu görmüştü. Minareye doğru koşarken, kuşağına bir ses geldi: “ Oğlunun asker okuluna gitmesine izin verirsen, hep böyle yüksekte kalacak. Vermezsen yere atılacak,” diyordu.
Sayfa 19 - Altın kitaplarKitabı okudu
... Savaşın yalnızca silahla değil, insanların zihnine ekilip geliştirilecek düşüncelerle kazanılabileceğini görüyordu.
Sayfa 182Kitabı okudu
Seyyar tenekeci Hitler :D
Hitler'e gelince, Gazi bu konuda, Nazi aleyhtarı bir Alman dostunun söylediklerini yerinde buluyordu. Buna göre kendi diktatörlüğü bir milleti kölelikten kurtarmış, Hitler'in diktatörlüğü ise, özgür bir milleti köle haline getirmişti. Mustafa Kemal, Alman diktatörünü bir seyyar tenekeciye benzetirdi. Kavgam'ı okuduktan sonra da "dilinin yabaniliği ve delice düşünceleri karşısında midesinin bulandığını" söylemişti.
Sayfa 480 - Altın Kitaplar
Hak yolunda ilerlediğini iddia eden yobazlar..
Şeyh Sait’le adamları, dağlık doğu bölgelerinde ellerinde yeşil sancak, göğüslerinin üzerinde Kuran-ı kerim; bankaları, evleri, dükkânları basıp soyarak “Hak yolunda” ilerliyorlardı. Türklerden, Tanrı adına teslim olmalarını istiyorlardı. Vaizler onlara cennette ödüller vaat ediyordu. Yerden ve havadan; halifenin kendilerinden fedakârlık istediğini, halifelik olmadan Müslümanlık da olmayacağını bildiren bildiriler dağıtıyordu. Şeriat geri getirilmeli; okullarda dinsizlik öğreten kadınları yarı çıplak gezdiren hükümetin başı ezilmeliydi.
Altın Kitaplar
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.