Oya Uysal 24 Mayıs 1952 tarihinde İstanbul'da doğdu. İlk şiiri 1968 yılında yayımlandı. Şiirleri Yazko Edebiyat Yaşam İçin Şiir, Adam Sanat, Milliyet Sanat, Gösteri, Düşler ve Yaşasın Edebiyat dergilerinde çıktı. Şimdilerde Kitap-lık, Varlık ve Yasakmeyve dergilerinde yayımlanıyor.
Gençlik yıllarında yayımlanan beş kitaptan sonra, 1980'li yılların ikinci yarısında uzunca bir süre şiire ara veren şair, Uçuruma Düşen Nehir (1997) ile Ceyhun Atuf Kansu şiir ödülü´ne, Mevsimini Kaybetmiş Rüzgâr ile de Yayımlanmamış Dosya dalında 1999 Cemal Süreya Şiir Ödülü´ne değer bulundu.
2003 yılında yayımlanan Günaydın Sevgili Gece´den sonra, Yapı Kredi Kültür Yayınları tarafından 2008 yılında Kimselerin Akşamı adlı şiir kitabı yayınlandı. Yine Yapı Kredi Kültür Yayınlarınca 2012 yılında ´Uzak Olan Sendin´adını taşıyan kitabı yayınlandı. Aynı kitapla 2013 Necatigil şiir ödülünü aldı. Siyah Saten bir Gecelik adını taşıyan kitabı 2014 yılında Kırmızı Kedi Yayınlarından çıktı.
kime hayrım dokunduysa bir düşman edinen ben,
bir imlâ hatası kadar masum ve suçluyum.
hayallerimi seyrettiğim aynadan
yüzüme vururken ışık
kahramanı olabildim diyorum hayatımın.
Yol bitti,,işte uçurum.
Saklanacak hiç bir yer yok, güvenecek hiç kimse,
haykırsan, sesin gider geri döner tekrar,
demek böyle atlıyor içindeki boşluğa insan..
Günaydın sevgili gece..
Kimsesiz odamı gülümseten aydınlık.
Gövdemi sar, ruhumu sars ve beni günahkar kıl.
Benzer renklerde olmasa da düşlerimiz,,
-Ortak bi suçumuz olsun-
-iyi ya da kötü- bir şiir okuru olarak, binlerce cümleye ruh üflemiş bir şairin vedasına, şiirleri vasıtasıyla şahitlik etmenin burukluğuyla yazıyorum...
Kitabın da ismini aldığı akşam kelimesi Oya Uysal'ın temel imgesi. Burada kasıt elbette ömrün akşamıdır ki, akşamlar; kapıları kapatıp, perdeleri çekip kendine dönme zamanıdır ve bolca
Öhöm öhööööm başlıyorum;
Öncelikle kitabın bana gelme hikayesine kısaca değinmek istiyorum,
DUA 'nın kitap yurdu puanlarından ücretsiz alabileceği kitaplar arasındaydı, biz konuşurken dedim ki bana da gönder isimlerini söyledi ve değişik geldiği için şaka niyetiyle bu kitabı bana göndersene dedim(ve burdan anlıyoruz ki
“Gecenin sabaha yürüdüğü yerden dönüyorum, bir an’dan ötekine geçen zamanın sarıp örten pusunda, yorgun.
Bir dert gibi içimde duran bu aşk da
geçmişe karışıp dönecek bir gün.
Yanımda sokak, elimden tutmasa düşeceğim,
dizlerim kanayacak
hiç yaşlanmıyor ruh, hep aynı çocuk.
Kalabalıklar içinde iliştiğim bu barışık olmadığım hayat,
bu yıkıntılar arasında kaybolmuş beden benim mi,
nasıl bir ikilemdir ki, keşke katılaşsam,
keşke olmasaydı içimde dediğim
her şeyi kucaklamak isteyen şefkat
olmazsa olmazım olan sevgi
hep ben mi görüyorum küçük hasta kedileri.
Gündüzlerin gece, gecelerin yine gece olduğu vakitler,
kalbinin aynasında yüzümü göremediğim sevgili
neyi bulmaya çıkmıştım ben sendeki bu uzun yola
vardım mı,
buldum mu,
kimi sevsem çoğaltarak sevdim, gereğinden çok, fazladan.”
....