Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.25
Yılmaz Şener
Yılmaz Şener Yorumları ve İncelemeleri
Yılmaz Şener yorumları ve incelemelerini, Yılmaz Şener kitabı hakkındaki okur görüşlerini , Yılmaz Şener puanlarını 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yeni Yazarlara Şans Verin!!!
" İnsanlar durumun farkında mı değildi, yoksa farkındaydılar da yapacak bir şey olmadığı için teslim mi olmuşlardı? Daha bir gün önce Elia'yı bekleyen ütopik gelecekten bahsederken bir anda distopik bir dönemden bahseder olmuştuk."
Kitabın kalbi burasıdır arkadaşlar.
İncelememe nerden başlamam gerektiğimi gerçekten bilmiyorum. Çünkü
“Aylardan eylül , günlerden çarşamba, saat günü yarılamak üzere”
Ve Ömer sustu o sırada. Sanki birisi açtı heybesini de boşalttı içindeki kelimeleri. Aynadaki görüntüsüne bir yabancı artık. Öyle içi çekilmiş renklerden..
Aylardan eylüldü.
Günlerden çarşamba.
Ve gün saatle yarılanmaktaydı.
Bir Ömer vardı, bir Mehmet.
Biz bildik kim Ömer kim Mehmet. Bilmek kafi gelmedi.
Yılmaz Şener de tam da açık etmedi sırrını.
Küçük bir çocuğu büyüttü, bir anı koydu aklına, ayaklarını sürüdü kiraz bahçesine. Biz de peşinde..
.
Kurgusu ve yalın dilini çok sevdim ‘kör adım’ın.
.
Bir alıntı daha bırakayım :
‘Kim bilir belki evren de birinin patlatan öfkesidir’
.
Kapak tasarımı ise Hamdi Akçay çalışması.
Yazarın okuduğum ilk kitabı ve bu kitabından aldığım haz tarif edilemez. Sade, akıcı ve sürükleyici bir dille Mehmet isimli karakterin hayat hikayesi anlatılıyor. Olay ve olgularda yazarın kullandığı sembolik anlatımlar hikayenin çarpıcılığını daha da arttırmaktadır. Özellikle Mehmet'in Ömere, Ömerden tekrar Mehmet'e dönüşümü gerçekten çok ironik. Bir solukta okunacak başarı bir hikaye.
Keyifli okumalar.
kitabı almak aklımda yoktu, indirim görüp birkaç kitap alırken bunu da eklemiştim ve bu kadar çok sevmeyi beklemiyordum. yazarın okuduğum ilk kitabı ve hiçbir beklentim olmadan, konusunu bile bilmeden başladım. sizi içine çeken ve bazen gerçek mi yoksa hayal mi olduğuna dâir ikileme düşüren bir kitap. altını çizdiğim çok fazla yer var ve okurken çok keyif aldım. basit bir anlatıma sahip ve eksik kalan kısımlar da olduğunu söyleyebilirim. olacakları tahmin etmiştim ama bir yer şaşırttı beni, keşke böyle olmasaydı... beklentiyle başlanılırsa benim sevdiğim kadar sevilmez belki ama ben her bir sayfasını severek okudum. tavsiye edilir<3
Merhaba;
Bu seriyi hafife almışım. Beklediğimden çok daha iyi bir çalışma olmuş. Destek yayınları felsefe serisinden bir kaç tane daha kitabım var aslında bunları yolda bir yere giderken , kısa mesafeli yolculuklarda okuma amacı ile almıştım.
Fiyatı biraz makul olsa daha fazla alırım.
Ama ilk defa birini okumaya başladım ve daha evvel hakkında hiçbir fikrim olmadığı için Fernando Pessoa ile başlamak istedim.
Çünkü hakkında çok fazla güzel yorum duymustum.
İlk önce Pessoa hakkında kısa bir bilgi vermişler ve daha sonra O'nun farklı yazılarına vermişler.
Bu metinlerin hepsi farklı konuları ele alıyor fakat temelde hepsi insana dair kavramlar. Çoğunu severek okudum ama hepsinden öte anladım ki seveceğim bir isim olacak Pessoa, çünkü bakış açısını kendime yakın buldum.
Bunun gibi içinize merak tohumları atan çalışmaları gerçekten çok seviyorum, çünkü o merak tohumunun yeşermesini, olgunlaşmasını ve meyve vermesini izlemek benim için çok çok değerli.
Fırsat buldukça Destek felsefe serisinin diğer kitaplarına da mutlaka bakıcam. Belli ki her birinde yeni bir merakın prsinden sürükleyecek beni.
Herkese keyifli okumalar dilerim.
Dilerseniz YouTube kanalıma bakabilirsiniz.
youtube.com/c/EL%C4%B0FBEGE...
Fernando Pessoa - Kalp Düşünebilseydi Atmaktan VazgeçerdiYılmaz Şener · Destek Yayınları · 2020258 okunma
Kitap çok güzeldi herkesin okuya bileceği bir dilde yazılmıştı ayrıca okuyanı büyüleyen bir konusu var bir ada haritanın üzerinde unutulduklarini düşünen insanlar bu insanların hayatı adaya iki yabancini gelmesiyle değişir ilk başta turizim bakanlığından geldiği sanılan bu insanların daha sonradan devlet tarafından düşünce suçlarını yakalamak için geldikleri anlaşılır ve cennet olarak adlandırılan ada bi anda cehenneme çevrilir
#kitapyorumum
#pessoa
Destek yayınlarından çıkan felsefe grubu serisinden şimdiye kadar okuduklarım arasından en iyisiydi. Onu diğerlerinden farklı kılan ise Pessoa'nun ağzından anlatmasıydı. Böylece sanatçıyı daha iyi anlama fırsatı sunmuş oldu biz okuyuculara.
" Susuyorum, konuşursam anlaşılmayacağım." diyor sevgili Pessoa, içinde binlerce insan barındırır kendi yalnızlığıyla ördüğü duvar arasında. Yalnızlığına aşıktır, kimseyle paylaşmak istemez. Kimseye etmez şikayet, kimseden de dinlemek istemez. Mutlu olacağı tek yer ölümdür. Zira gerçek anlamda yalnızlığı ile baş başa kalacağı yerdir. Hiçbir şeyi umursamaz, otoriteyi ve kuralları yok sayar; uyanları da aptal...
Bazı kitapları tekrar okumak isterim, bu da onlardan biri oldu benim için. Dünyanın ne kadar boş, üzülüp canımızı sıktığımız şeylerin geçici olduğunu anımsamak için...
Tavsiye ederim.
Fernando Pessoa - Kalp Düşünebilseydi Atmaktan VazgeçerdiYılmaz Şener · Destek Yayınları · 2020258 okunma
Kitap boyunca Ömer adlı karakterin hayat hikayesini okuruz .Yaşadığı çevreye,tutulduğu aşka ,geçirdiği çocukluk travmalarına ,kurduğu dostluklara birbir tanık oluruz .
Okurken altını çizdiğim ,kendimi bulduğum o kadar çok cümle vardı ki sırf bunun için bile okunur şu kitap.
“... bir ismi taşıyorsan, onun kaderini de taşırdın, ve kendisine verilen bu ismin sahip olduğu kaderi sevmemişti, Mehmet olarak kalmalıydı. Yabancısı olduğu bir ruh hâlinin tekinsiz âleminde dolaşıyordu.”
Mehmet daha ilkokula başladığı yıllarda özel biri olduğu göstermiş; arkadaşlarından önce okuma yazma öğrenmesi, ticari zekası, bilgeliği onu diğerlerinden ayırmıştı. Öğretmeni aynı ismi taşıdığı kuzeninden ayırmak için ona Ömer ismini taktı ve bu isim Mehmet’in kim bilir belki de kaderini değiştirdi.
Mehmet’in okul sıralarında başlayıp yetişkin bir adama dönüştüğü yıllara uzanan öyküsüne tanık oluyoruz.
"İnsanların en tutumlu yanı , haykırmak istediklerini içinde biriktirmesidir.
İnsan söylediklerinin bazen esiri olur, ama sustuklarının yükünü ömrü boyunca taşır. "
Çocukluğunun belli başlı anılarının gelecekte onu nasıl etkilediğini, yıllarca yüreğinde büyüttüğü aşkını, onu derin bir suskunluğa hapseden travmatik cinayeti, doğup büyüdüğü topraklara geri döndüğünde başına gelenleri okurken sadece Mehmet değil, diğer kahramanların da zamana meydan okuyamayan değişimine tanık oluyoruz.
Yalın ve sade anlatımı, puzzle parçaları gibi yerleştirilmiş kurgusu ile sevdiğim bir kitap oldu. Kimi yerler de geçen argo sözler beni rahatsız etmese de, bu tip kelimeleri kitaplarda görmek istemeyen okuyucuları da uyarmak isterim.
Genel olarak sevdim ve iyi ki okudum diyorum.
Cennet bir adaya gelen 2 yabancının adayı nasıl bir cehenneme çevirdiğinin anlatıldığı ütopik gelecek için korku uyandıran bir roman…. Bu kadar da olmaz denileni küçük bir ada örneği ile gösterip tüm ülkeye yayılması gerçekten ürkütücü
İnsan yalnız kalmayı sever ama yalnız ölmeyi sevmez. Sanki hep öyleymiş gibi alışkanlığa çevirir. Yalnızlığı seven insan bile tadını çıkardıktan sonra bile bu evreyi bitirir, çünkü yalnızlığın anıları yoktur.
İnsan kendini anılarla var eden bir varlıktır ve anılarda da mekân insandır.
Anılar yoksa bir insanın, kendisi de yoktur. Ve yalnızlık anılar doğurmaz.
Korkarım ki gelecek nesil kendine inancı olmayan, tüketme isteği çok olan, buna kendi zaman takvimleri dahi dahil olmak üzere yalnızlığı seçmiş ve bu durumdan vazgeçmeyen kendi korkak kahramanları ile dolu olacak.
İyi okumalar..
Elia diğer adıyla Zeytince, anakaraya uzak, masal diyarlarını andıran şirin bir adadır. Aydın çalıştığı yayınevindeki görevinden uzaklaştırılınca bunu bir fırsat olarak görmüş ve doğup büyüdüğü adaya geri dönmüştür. Ada günleri biraz miskinlik biraz da huzur demektir. Devletin kendini unuttuğunu düşünen ada hırstan, kavga ve gürültüden uzak yaşarken iki yabancının adaya gelmesiyle bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.
“Her şey düşüncelerde başlar ve orada biter. Eylemlerse bu düşüncelerin dışa vurumudur. Unutmayın; suç, düşünülmüş olandır. Eyleme geçmiş hâli sadece sonuçtur.... Olası Suçlar Enstitüsü insan davranışlarından, onun söylediklediklerinden ve yaşamından yola çıkarak kişilerin hangi suçlara meyilli olduğunu ortaya çıkarmak için var.”
Yılmaz Şener bizleri, kitle psikolojisi üzerine kurulan baskılarla korku ve sindirmeye dayalı distopik bir dünyaya götürüyor. Cennet bir adadın adeta cehenneme evrilişini izlerken günümüzü ve yakın geleceği sorgulamamak, düşünmemek mümkün değil.
Dili, anlatımının pürüzsüzlüğü ve merak edilesi kurgusuyla sevdiğim kitaplar arasında yerini alan bu kitabı çok çok sevdim.
Merhabalar herkese arkadaşlar öncelikle şunu belirtmek istiyorum Son Ada kitabını birçoğunuz okumuşsunuzdur tamamiyle kendi görüşüm olarak söylemek istiyorum Son Ada kitabının içeriğine göre esinlenerek yazıldığını düşünüyorum. Bunu neden düşündüğümü kitabı okuduktan sonra birçok benzerliğin olduğunu gördükten sonra anlayacaksınız. Farklı bir son ile bitmesine rağmen ben konu ve içerik olarak Son Ada kitabından esinlenildiğini düşünüyorum. Kitabımızda olaylar Elia adlı bir adanın tarihi ve o ada hakkında bilgiler ile başlamakta daha sonrasında adaya gelen 2 uzman sayesinde olayların ardı arkası kesilmemekte. Her sayfada farkli durumlar ve olaylar ile karşılaşıyorsunuz bu da kitap kısa olduğu için su gibi akıp bitirmenize vesile oluyor. Okumak isteyen herkese tavsiye ederim. Keyifli okumalar dilerim.
Kitabın konusuna girmeden ne söyleyebilirim bilmiyorum ama en az yaşam kadar karmaşık bir karakter bekliyor sizi.Bol bol altı çizilecek tespit cümlesi var, kaleminiz hazır olsun.
İşte onlardan birkaçı...
"Tanrı eşya değil ki ona ihtiyaç duyulsun.Tanrı'nın ikamet ettiği yer zihnin değil de, ağzınsa o Tanrı değil, sadece bir ihtiyaçtır ve ihtiyaç duyduğun hiçbir şey Tanrı değildir.Bu söylediklerim çoğu insan gibi senin de kafanı karıştırabilir.İnsanı anlamadığına düşman yapan, görmediğinden korkmasıdır." ( syf 26)
" Her şeyden kuşku duymalısın.Kuşku akıl ağacını sular.Kuşku duymayı kestiğinde, aslında o ağacı kesmiş olursun." ( syf 41)
Hayat, demişti uzun zamandır görmediğim biri, anları birbirine yamamaktır.Her şey bir şeyin üstüne gelir ve her şey bir şeyin altında kalır.İnsan yaşadıkça yırtar kendini ve hayat onu her seferinde yamar.Ve gün bittiğinde insan her yamayla başkası ve başkası da her yamayla o insanın kendisi olur.Çünkü yırtılan her insan bir başkasının yamasıdır.
Acaba diyordum, ruhun ıslak duvarlarına yapıştırılan yamalara, değişim mi diyorduk? " (syf 92)
Kişisel kitaplığımın yeni üyesi: Elia
Roman, bir ada hikâyesi aslında. Ada yaşantısı, ada sakinleri, adanın duygusal atmosferi üzerinden başkahramanımız Aydın’ın hayatıyla dirsek teması kuruyoruz. Aydın, kara parçasına günlük işler, geçim derdi gibi prangalarla bağlanmış ama tam da anakaraya ait olamamış biri. Bir gün iş yerinden kovulunca hep gönlünde ve aklında takılı olan adaya yani Elia’ya –sonraki adıyla Zeytince- dönüyor. Dönüyor dönmesine ama tüm ülkede ve haliyle ülkeye karayla olmasa da denizle bağlı Elia’da da işler tersine dönüyor. Yaşananlar, adanın atmosferinde zehirli gaz etkisi uyandırıp tüm ada yaşantısını temelden sarsıyor. Bu sarsıntının temelli mi yoksa kalıcı mı olduğunu merak ediyorsanız… okuyup öğrenmelisiniz.
Bir roman veya öyküde anlatılanların günümüzden yankısını duyduğunuzda o roman veya öyküyü daha dikkatli okuyorsunuz. Elia, günümüz dünyasında yaşananların gölgesinde uyuklayan insanların hikâyesi biraz da. Romanı etkili kılan yönlerden biri de bu. “Hep daha fazlası olamaz diyorsunuz.” ama olunca da şaşırmıyorsunuz. İçerikle ilgili daha fazla ipucu vermeyeyim.
Ben kişisel kitaplıkların sadece benzer yazarların değil farklı yazarların kitaplarıyla zenginleşeceğine inanıyorum. Bu yüzden hem yeni kitapları hem de yeni kalemleri okumaya gayret ediyorum. Yılmaz Şener de ilk kez okuduğum bir yazar. Anlatımı akıcı, betimlemeleri tadında ve olay örgüsü yerli yerinde bir kitap kaleme almış. Okurken sizi sıkmıyor, merak aynasını elinizden bırakmamanızı sağlıyor. Diğer kitaplarını henüz okumadım ama Elia için bunları söyleyebilirim.
Okumanızı naçizane salık veririm. Keyifli okumalar...