Usta hikayecimiz; ustalıktan da öte Türk hikayesinin devrimcisi Sait Faik: Öyle sizin bildiğiniz ideolojik devrimcilerden değildi O. Hikayemize yepyeni bir tarz, farklı bir üslup getirmişti. O yüzden hikaye adına bir devrimdi O'nun yaptığı. Sessiz. Gürültüsüz. Ve iddiasız. Hikayeleri de öyleydi. Sessiz, gürültüsüz ve iddiasızdı.
Onunla ilgili herşey yazıldı. Biyografisi, hikaye anlayışı, uslubu, Burgazada, Beyoğlu ve dahası... Ama bir boşluk vardı. Naim Tiralı'ya söylediği gibi Paris'te geçirdiği beş gün. 1949 kışında orada neler oldu. Neden Paris'e gitti. Neden apar topar İstanbul'a döndü. İşte Sait Faik ile ilgili bir boşluğu ancak böyle bir kitap doldurabilirdi. Bu kitap o boşluğa 'cuk' diye oturdu. Yalın bir dil, etkileyici bir kurgu, merak uyandırıcı; okudukça içine çeken, kapağı öyle hemen kapatılamayacak bir kitap. Usta hikayecimize saygı; böyle ustaca yazılmış bir kitapla gerçekleşti. Sait Faik ile ilgili yazılmış kitapların bazıları gibi tekrara düşmeyen, tam tersine bilinmeyen bir Sait Faik'le tanıştığımız ilgi çekici bir kitap. Öğrenmek isteyen için kaynak, merak eden için gerçekten merak uyandırıcı, sağlam okuyucular için eşsiz bir zaman yolculuğu, okumayı seven edebiyat dostları için tanışacakları sahici bir arkadaş, Sait Faik benim için ayrı diyenler için apayrı bir Sait Faik.. Bu kitap değerli olduğunu hissettiriyor.. Konusundan çok bahsetmek istemiyorum.. 104 sayfayı siz keşfedin istiyorum. İçinde bolca Sait Faik var. Gerçek ve sahici.. Dikkatli okuyucuların görebileceği ustaca işlenmiş göndermeler var..Sağlam bir kurgu var. Var oğlu var...
Okuyana Sait Faik iyi gelecektir.. Sait Faik okurları bunu çok iyi bilir.