Andreas Steinhöfel

Farklı yazarı
Yazar
8.8/10
81 Kişi
328
Okunma
7
Beğeni
2.180
Görüntülenme

Andreas Steinhöfel Sözleri ve Alıntıları

Andreas Steinhöfel sözleri ve alıntılarını, Andreas Steinhöfel kitap alıntılarını, Andreas Steinhöfel en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Firar etmek bazen çok kolaydı. Gerçeklikten koptuğum günler hatta bazen haftalar oluyordu. Ödünç kitapların beni içine çektiği maceralar tıpkı Binbir Gece Masalları’ndaki gibi birbirinden öyle farklı ve öyle renkliydi ki… Yine de üzerimdeki etkileri aynıydı: Beni koruyucu bir pelerin gibi sarıyor; İnsancıklardan, dışarıdaki dünyadan koruyorlardı. Kütüphaneyi işte bu yüzden seviyordum. Burası dünyamın merkeziydi.
Sayfa 110Kitabı okudu
Şu kadarını gayet iyi öğrendim ki sevgi sözcüğü bir tek kan kırmızı mürekkeple yazılır. Sevgi seni tuhaf şeyler yapmaya zorlar. Rengarenk şekerlemeler dağıttırır, kırmızı ayakkabılarla sokak sokak dans ettirir ve sana gecenin bir yarısı cennet bahçelerinde kanlı ellerle mezar kaldırmaktan çekinmez. Sevgi derin yaralar açar ama ona güvenip zaman vermen şartıyla, kendine has tarzını konuşturup o yaraları iyileştirir de. Kendi yaralarıma elimi sürmeyeceğim. Eskileri iyileşmeden yeni yaralar edineceğim ve başkalarında yaralar açacağım. Her birimiz kendi bıçağımızı taşıyoruz.
Sayfa 376Kitabı okudu
Reklam
Ne güzel bir sevgi anlatımı
"Korkuyorum," dedi Max. "Neden?" "Bir gün gelip de sana hatırlıyor musun' dedigimde, hatırlamamandan korkuyorum. Ve günün birinde... günün birinde beni ne kadar sevdigini unutmandan korkuyorum." "Max..." Büyükbabanın güven veren eli, Max'in küçük omzunu sardı. Hafif bir baskı vardı. "Korkma Max. Korkmana gerek yok evlat." Diğer eliyle gökyüzünü, ormanın üstünde asılı duran puslu Ay'ı gösterdi. "Ay'ı her zaman göremezsin ama hep orada olduğunu bilirsin. Öyle değil mi?" Max başını salladı.. "Güzel. Daha fazlasını bilmene gerek yok. Daha fazlasını bilmene gerçekten gerek yok. Tamam mı?"
Sayfa 57 - tudemKitabı okudu
“Eski püskü, albenisi olmayan paltosunun içinde ne kadar da küçük ve kaybolmuş görünüyordu. Nasıl da korkunç bir yalnızlık içindeydi...”
“Korkuyorum,” dedi Max. “Neden?” “Bir gün gelip de sana “hatırlıyor musun” dediğimde, hatırlamamandan korkuyorum. Ve günün birinde... günün birinde beni ne kadar sevdiğini unutmandan korkuyorum.”
Hiçbir kalpte bunca hasrete yetecek kadar yer olamazdı
Uzun zaman önce, özlem duygumuzun nerede oldugunu arayan insanlar, bir ara bunu buldukları sandılar. Hasret, dediler, kalbimizde yaşar. Ama Max, bunu çok daha iyi biliyordu: Vücudu milyarlarca hücreden oluşuyordu ve bu hücrelerin her biri canını yaktığına göre, bu bir tek şu anlama gelebilirdi: Hasret, içinde her yeri sarmıştı... Ve eğer ruhu da hücrelerden oluşuyorsa, o zaman gayet tabii hasret oraya da yerleşirdi, çünkü Max'ın her yanını tam anlamıyla kaplamıştı. Hiçbir kalpte bunca hasrete yetecek kadar yer olamazdı.
Sayfa 9 - tudemKitabı okudu
Reklam
147 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.