Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Bülent Tanör

Bülent TanörOsmanlı - Türk Anayasal Gelişmeleri yazarı
Yazar
Çevirmen
8.7/10
95 Kişi
521
Okunma
33
Beğeni
3.900
Görüntülenme

Bülent Tanör Sözleri ve Alıntıları

Bülent Tanör sözleri ve alıntılarını, Bülent Tanör kitap alıntılarını, Bülent Tanör en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sayı çokluğunun egemenlik demek olmadığını ve egemenliğin kullanılma şeklinin Anayasa'da çizilmiş bulunduğunu unutmamak lazımdır.
Anayasanın ÜstünlüğüKitabı okudu
Türk Devriminin Mısır'daki Etkileri
Türkiye'deki laikleşme de anayasacı liberaller tarafından olumlu karşılandı. Özellikle Al Siyasa grubu dikkatli bir izleyiciydi. Abdel Razık, din-devlet ayrımının halkın inançlarını değil, ulemanın çıkarlarını hedef aldığını yazıyordu.
Sayfa 150 - Yenigün Haber Ajansı "Konferans VIII: Türk Devriminin Etkileri/Serpintileri"Kitabı okudu
Reklam
Türkiye 1961 Anayasasıyla kalkınmayı, sosyal adaleti ve demokrasiyi birlikte gerçekleştirmeyi hedeflemişti.
Anayasanın Yapısal ZorluklarıKitabı okudu
Gerçi DP zorla değil, oyla iktidar olmuş ama iktidardan gitmemek için hukuk dışı yollara ve zora başvurmaktan da geri kalmamıştı.
Sayfa 385 - Yapı Kredi Yayınları, 36.Baskı, Nisan 2022Kitabı okudu
Atatürk
Milletleri kurtaranlar, yalnız ve ancak muallimlerdir.
Sayfa 312 - Cumhuriyet KitaplarıKitabı okudu
DP iktidarı kurmuş olduğu çoğunluk baskısını ‘milli irade’ şeklinde tanıtıyordu.
Reklam
1924 Anayasası
Birtakım hak ve özgürlüklerin öznesi olarak geçen "Türkler" ya da "Türk" kimdir bölümünün son maddesi bunun yanıtını veriyor: "Türkiye ahalisine din ve ırk farkı olmaksızın vatandaşın itibariyle Türk itlak olunur" (denir) (md. 88). Anayasa, dinsel ve ırksal farklılıkların bulunduğunu ancak, "Türk"lük sıfatının dinsel ve ırksal bir anlam taşımadığını, coğrafi (“Türkiye ahalisi") ve siyasî ("vatandaşlık" bağı) anlama geldiğini vurgulamaktadır. Mustafa Kemal de aynı yıllarda, "Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir" şeklindeki tanımıyla, aynı yaklaşımı bir başka düzlemde formüllendirmişti. Dolayısıyla "milliyetin esası ırk değil, siyasal sadakattir."
Sayfa 309 - Yapı Kredi Yayınları, 36.Baskı, Nisan 2022Kitabı okudu
... Medeni Bilgiler kitabı şöyle diyor: "Demokrasinin tam ve en bariz hükümet şekli cumhuriyettir" (s.29). Bu saptama, seçimle gelen devlet başkanlığının seçimle gelmeyen (irsi) devlet başkanlığına oranla daha demokratik olduğunu belirtmesi bakımından doğrudur. Ancak sorular bundan sonra başlıyor. Bu görüş iki soruyu çağrıştırır. İlkin, demokrasi mutlaka cumhuriyeti zorunlu kılar mı? İngiltere, İsveç, Norveç, Danimarka, Hollanda, Belçika, İspanya, Japonya vb. gibi demokratik-anayasal monarşileri hesaba kattığımızda, bu soruya "hayır" yanıtı uygun düşer. İkinci soru şu olabilir: Cumhuriyet mutlaka demokrasiyi içerir mi? Yukardaki dar ve teknik tanım açısından, bu soruya da olumsuz yanıt vermek gerekir. Örneğin, Türkiye Cumhuriyeti'nin tek partili döneminde devlet başkanları (cumhurbaşkanları) seçimle ve belli süre için bu makama geldiler ama, rejim demokratik değildi. Eski sosyalist ülkelerde de devlet başkanları seçimle belirleniyordu ama, bu ülkeler de ne burjuva ne de sosyalist anlamda demokratiktiler. Bunlara bir de, resmi adı "Cumhuriyet" olan ama devlet başkanının seçimle gelmediği üçüncü dünya diktatörlüklerini katalım. Görülen odur ki, "Cumhuriyet mutlaka demokrasiyi içerir" denemez. Cumhuriyet kavramının genel kabul gören dar anlamı açısından durum budur. Cumhuriyet kavramı ve bunun demokrasi ile ilişkileri açısından yaptığımız bu kısa gezintiyi şöyle bitirelim: Cumhuriyetsiz demokrasiler olduğu gibi, demokrasisiz cumhuriyetler de vardır.
Sayfa 25 - Yenigün Haber Ajansı "Konferans II: Cumhuriyet İlanı"Kitabı okudu
çünkü, anayasanın sözü ve ruhu belirsizleştikçe, kanunla müdahale alanı da esnemektedir.
Sayfa 123
Böyük Türk Devleti varken sana laf mı düşer “işçi”
Devletin hükümet gibi yürütme organı, adalet cihazı gibi yargı organları varken, işçi-işveren dediğimiz insanların örgüt halinde, kendi aralarında kıyasıya hesaplaşmasını kabul etmesi aslında, Devlete vücud veren ana fikirlere ters düşer. Çünkü grev yasal bir zorbalıktan başka bir şey değildir. -Celal Bayar
Reklam
“ÖZGÜRLEŞTİRİCİ” DEVLET
Devlet sadece saygı göstermekle kalamaz, özgürlüğü gerçekleştirici koşulları hazırlamak da zorundadır. Anayasanın sosyal devlet, sosyal adalet ilkeleri ve sosyal haklar sistemi de bu anlayışın somutlaşmasıdır.
Kurucu Meclis günlerini anlatan M. Soysal, “topraksız köylüyü, köye en yakın oldukları sanılan politikacıların değil, gazetevi ve öğretmenlerin savunduğu”nu yazmaktadır.
... Ziya Gökalp "Türkçülüğün Esasları"nda (1923) şöyle diyordu: "Dünyanın en demokrat kavmi eski Türkler olduğu gibi, en feminist nesli de yine eski Türklerdir. Zaten feminizm, demokrasinin yani müsavatın (eşitlik) kadınlara ait tecellisinden ibarettir".
Sayfa 82 - Yenigün Haber Ajansı "Konferans V: Uluslaş(tır)ma"Kitabı okudu
Bununla birlikte, hilafet yine de son Osmanlı-İslam ana kurumu idi. Saltanat özlemcileri ile cumhuriyet küskünleri için son barınak durumundaydı. Gelenekçi-muhafazakârlar bir süre için de burada sipere yatacaklardı.
Sayfa 39 - Yenigün Haber Ajansı "Konferans III: Hilafetin Kaldırılması"Kitabı okudu
27 Mayıs gerçekleşiş biçimi bakımından antidemokratik, özünde taşıdığı fikir bakımından ise demokratik bir yönelimi temsil etmektedir. Dolayısıyla 1961 Anayası da bir ‘rastlantı’ değil, bu ortamın ve koşulların bir ürünüdür.
276 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.