Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Charles S. Ryan

Charles S. RyanPlevne'de Bir Avustralyalı yazarı
Yazar
9.0/10
3 Kişi
10
Okunma
0
Beğeni
571
Görüntülenme

Charles S. Ryan Gönderileri

Charles S. Ryan kitaplarını, Charles S. Ryan sözleri ve alıntılarını, Charles S. Ryan yazarlarını, Charles S. Ryan yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
O sırada Türkiye’nin resmi dairelerinde geniş derecede bozukluk bulunduğunda şüphe yoktu; Fakat milli karakterlerin gerçek örneklerini, yani ordudaki askeri, barış vaktinde saf fikirli, nazik şerefini tanır ve namuslu bulduğu gibi, muharebe meydanında da, Plevne’de Osman Paşa’nın kumandası altında savaşmış olan erlerden daha cesur bir asker de Avrupa kıtasında bulunmadığına eminim. Her gün gördüğümüz Türk erinin muhteşem vücudunun ve gürbüz bünyesinin başlıca iki sebebi olduğuna inanıyorum: Birincisi Türk eri asla alkole el sürmez. İkincisi Türk toplumsal hayatı ve kadınlar üzerinde mevcut olan şiddetli himaye ve vesayet onları; başka Avrupa milletlerince fark olunur derecede etki etmiş olan korkunç hastalıklardan etkili surette korumuştur.
...fakat artık olmuşa ağlayıp sızlamak boştu.
Sayfa 285Kitabı okudu
Reklam
Osman Paşa esas olarak bir faaliyet, icraat adamı idi. Tabiatında çok temizlik ve insaniyet varsa da öyle gösterişli ve diplomatça tavırlar takınmazdı.
Sayfa 226Kitabı okudu
Onun yanındaki yatakta Anadolulu bir Türk vardı. Onun yarası da hususi bir mahiyette idi: Bir tüfek mermisi kafatasına vurarak alnından arkasına kadar bir kanal açmıştı. Yarayı temiz tutmaya çalışmaktan başka bu adama bir hizmet yapamamıştım ve zavallı büyük acılar içinde kıvranıyordu. Bana daima o uzak Anadolu köyünde olan ve bir daha göremeyeceğini bildiği karısından ve çocuklarından bahsediyordu ve onu sempati ile dinlediğimden dolayı çok minnettardı. Zavallının beyninden bu yara dolayısıyla bir fenalık çıkacağından korkuyordum. Biraz sonra beyin zarının iltihabı yüzünden hezeyana uğradı ve en sonra korkunç kıvranmalar içinde öldü.
Sayfa 218Kitabı okudu
Plevne'den tam dışarı çıkarken önümüze çıkan birçok dilenci askerin çevresini sarıp sadaka istiyordu. Türkler savaşa girmeden önce fakirlere sadaka vermeyi uğurlu saydıklarından erleri hepsi pek ziyade cömertlik göstermişler, dilenciler de bol paralar almışlardı.
Sayfa 167Kitabı okudu
"Yurdumuz, aile ocaklarımız, eşlerimiz ve çocuklarımız uğrunda muharebe ediyoruz, bundan sonra edeceğimiz muharebeler, şimdiye kadar ettiklerimizden çok daha çetin olsa da sizin kahramanlığınıza ve vatanseverliğinize güvenim vardır!" dedi. Bu nutuk üzerine bütün asker komutanlarını heyecanla alkışladılar ve tören hep bir ağızdan yükseltilen "Lâ İlâhe İllâllah, Muhammeden Resulullah!" âvâzesiyle sona erdi.
Sayfa 151Kitabı okudu
Reklam
Rus ve Türk ölüleri daima ayrı ayrı mezarlara konulmakta idi, çünkü Müslüman mezarda bile gâvurla beraber yatmaz.
Sayfa 127Kitabı okudu
Bütün doktorluk hayatımda en büyük acılara, azaplara tahammül eden Türk askerlerine benzeyen insanlar görmediğim gibi, korkunç, ağır yaralardan onlar kadar olağanüstü tarzda iyi olup kurtulan adamlara da rastlamadım. Türk erleri doktorun, operatörün üzerinde çalışacağı çok elverişli, muhteşem materyaldiler, yani içki, ispirto ve başka sefahatlerle bozulmamış, mükemmel vücutlu, tam sıhhatli insanlardı. Türk ordusunda ara sıra çokça içki içen yüksek subaylara rastlanabilir. Fakat Türkiye'de bulunduğum müddetçe içki tesirine uğramış bir er görmedim.
Sayfa 112Kitabı okudu
Muharebenin en şiddetlisi, Canik Bayır'ın Plevne'ye doğru uzanan sırtları üzerinde oldu, oradan Rusların "Hurra!" bağrışmalarına karşı Türk saflarında "Allah, Allah!" nidaları cevap verdi. Tam üç saatlik bir boğuşmadan sonra, büyük kayıplara uğramış olan Ruslar bozuldu ve tam ricat halinde kaçmaya başladılar. Kaçanlara yardım için gönderilen Rus ihtiyat kıtaları da muharebeye girmeden geri çekildiler.
Sayfa 108Kitabı okudu
Bu yürüyüşte asker günde yalnız iki peksimet yemişti, su ise pek azdı. Halbuki sırtlarında silah ve teçhizatlarıyla beraber yetmişer de fişek vardı. Bu adamlardan çoğu geçen on iki ay içinde on para aylık da almamış oldukları halde ödevlerini yılmaz bir kahramanlık ve güler yüzle yapmakta idiler.
Reklam
Osman Paşa
-Oğlum, bir asker ne zaman uyuyabilirse o zaman uyur, çünkü bir daha nerede uyuma fırsatını bulabileceği belli değildir.
Can ver. .
"Hiçbir şeye inanmayarak, hiçbir şey ummayarak ve hiçbir şeyden korkmayarak"