Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.24
Clara Dupont
Clara Dupont Yorumları ve İncelemeleri
Clara Dupont yorumları ve incelemelerini, Clara Dupont kitabı hakkındaki okur görüşlerini , Clara Dupont puanlarını 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Fransa’nın kırsal bir bölgesinde yaşayan bir ailenin üçüncü çocuklarının engelli doğmasıyla ailenin diğer fertlerinin hayatlarının nasıl etkilendiğini ve ailenin zaman içindeki değişimini anlatan etkileyici bir novella Taşların Anlattığı.
Başlamadan önce, engelli bir çocuk ve kardeş sahibi olmak, bununla yaşamak ve gündelik hayatı sürdürmekle
Kibar,nahif, güçlü bir anlatı, yüreğime mührünü bırakan kitaplardan biri,derin ve dokunaklı bir metin. Taşların sesine kulak veriyoruz. Fransa'da bir ailenin üçüncü çocuğu engelli olarak doğar, göremez, konuşamaz, yürüyemez...Bu çocuğun tüm ailenin hayatını nasıl etkilediğini ve çocuğun gidişinden sonra varlığının sessiz izlerinin aile bireylerini etkilemeye nasıl devam ettiğini görüyoruz hatta ölümünden sonra doğan sonuncuyu bile... Olumlu birer anne baba figürü var, çocukları için ellerinden geleni yapan, obsesif bir ağabey,engelli kardeşine kendini adamış ve isyankar abla, engelli kardeşine umursamaz davranan ve sonradan doğan sonuncu, o da hiç görmediği ölen kardeşinin varlığı ve izlerini yüreğinde hissederek büyüyor.Zaman geçtikçe ailede bazı roller değişiyor, bazı şeylerin izleri ise insanın benliğine yapışıp kalıyor. Çok güzel anlatmış yazar, taşların çözülen dilinin fısıldadığı cümlelere bayıldım. Üç ayrı bölümden oluşuyor kitap: Ağabeyi, kızkardeşi ve sonuncuyu taşların ağzından dinliyoruz. Hacmi geniş değil ama içeriği çok şey barındırıyor. Aile olmayı, kardeşliği,engelli bir bireye aile olmayı, geçmiş yaşantılarımızın ömrümüzün geri kalanını nasıl şekillendirebildiğini çok güzel anlatmış. Yazarın dili ve üslubu çok iyiydi. İyi ki okudum.
Fransa’nın uzak bir köyünde yaşayan çiftin çocukları olur. Önce bir oğlan ardından bir kız. Ardından kadın tekrar hamile kalır, gebeliği de sağlıklı geçer. Artık beş kişilik bir aile olduklarında yeni doğan evlatlarının bir sorunu olduğunu fark ederler, ‘normal’ olarak adlandırılan her şey tepetaklak olmuştur şimdi.
.
Engelli bir evlat, kardeş, torun kaç hayatı değiştirebilir? Neyi değiştirir? Sadece kalkış saatlerini mi? Yeme düzenlerini, nereye gidip kaçta geleceklerini? Aslında bunlarla beraber belki de her şeyi.. Hayallerini en çok. Clara Dupont-Monod bu değişimlerle beraber derin bir çukur kazdırıyor okura. Korkularını, kırıklıklıklarını, hoyratlıklarını, keşkelerini koyabilecekleri koskoca bir çukur. Kısa, üç parçalı bir hikayede öyle yoğun duygularla kuşatılıyorsunuz ki..
Bana beklemediğim kadar dokunan bir kitaptı Taşların Anlattığı.. Bir portakal gördüğümde, ‘yalnızca bir portakal’dan fazlasını göreceğim örneğin.
.
Bahadırhan Bozkurt çevirisi, Suat Aysu kapak tasarımıyla ~
Az sözle derinlikli ve çok şey anlatan bir roman Taşların Anlattığı.
Konuyu anlatan gerçekten taşlar. Het şeye tanık olan ya da hayal eden taşlar. Neyi mi?
Bir aileyi,yaşamı ,dogayi,sevgiyi,acımasızlığı, kötülüğü ve butunlestiriciligi.
Fransa'nin taşrasinda yaşayan dört kişilik bir ailenin yaşamı aileye katılan engelli bir bebek ile
3 kişilik bir aileye 4.üye olarak katılan engelli bir çocuk...Ağabey, kız kardeş ve onun vefatından sonra doğan 'Sonuncu' kardeşin üzerinde bu kardeşten kalan izler. Uzun zamandır böyle güzel anlatıma sahip bir kitap okumadığımı farkettim.
İlk olarak söz konusu kardeşin doğumu ve büyüme sürecine Ağabeyin iç dünyası anlatılarak tanık oluyoruz. Merhamet ve kaygının davranışlarına şekil verdiği ve hayatını bu bakış açısıyla sürdürecek olan Ağabey, toplumun engelli bireylere bakışı tavrı hakkında da bilgi sahibi olmamızı sağlıyor.
Sonrasında kız kardeş üzerinden devam ediyor. Ağabeyi ile doyasıya ilişki kuramayan, paylaşamayan, onun salt merhametli koruma güdüleri ile yetinmek zorunda kalan, asi ve kızgın bir ruh olarak ortaya çıkıyor. Kardeşine kızgın da olsa bir yanı sürekli olarak suçluluk duygusu ile hırpalanıyor.
Sonuncu kardeş üzerinden ise hatıralar ve iyileşme süreci ağırlıklı olarak vurgulanıyor.
Tasvirler hiç sıkmadan bunaltmadan devam ederken, çizilen manzaraların kişilerin ruhlarındaki izdüşümleri ve geçmişe yaptıkları geri dönüşler çok başarılı olmuş. Travma ve sonrasında hüzünlü bir iyileşme süreci olarak özetlenebilecek bu eser mutlaka keşfedilmesi gerekenlerden. Hemen okuyun. Acilen
Yaşamaya övgü
Yükte hafif, pahada ağır bir kitap Taşların Anlattığı. Nörolojik rahatsızlığı nedeniyle, göremeyen, gelişemeyen, yürüyemeyen bir çocuğun, ailenin diğer çocuklarının hayatlarını nasıl etkilediği, bu evin avlusunun duvarındaki taşların ağzından anlatılıyor. Kitapta üç bölüm var; ilk bölüm büyük çocuk ağabeyin bebeği sahiplenip bağrına basmasını anlatıyor. İkinci bölüm ortanca kız kardeşin bebeğe karşı duyduğu sözde öfkeden, ve ikinci plana atılmaktan duyduğu yalnızlıktan dem vuruyor. Üçüncü bölüm ise, aileye en son katılan çocuğun ruhsal durumu üzerine kurgulanıyor.
Arka kapağında bir alıntı, kitap için "hayata muhteşem bir övgü" diyor. Katılıyorum. Saf yaşama ve saf sevgiye yönelik, yüreğinizin çok farklı noktalarına dokunabilecek bir roman.