Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Ebu Talib El-Mekki

Ebu Talib El-MekkiKütu'l-Kulüb Cilt 1 yazarı
Yazar
10.0/10
20 Kişi
89
Okunma
23
Beğeni
1.918
Görüntülenme

Ebu Talib El-Mekki Sözleri ve Alıntıları

Ebu Talib El-Mekki sözleri ve alıntılarını, Ebu Talib El-Mekki kitap alıntılarını, Ebu Talib El-Mekki en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Her kulun, Allahu Teala'nın azamet ve kudretinin tecellilerini müşahede- deki nasibi, tevhid ilminden ve nurundan nasibi kadardır. Tevhiddeki nasibi. yakini miktarıncadır. Yakini de Cenab-ı Hakk'a yakınlığı nisbetindedir. Kulun Allahu Teala'ya yakınlığı, Allahu Teala'nın onun kalbine yakınlığı miktarınca- dır. Allahu Teala'nın kalbe yakınlığı, ondaki marifet ilmi ve ilahi bilgideki ge- nişliği kadardır. Kalbin iman ve marifetle genişlemesi, Allahu Teala'nın ihsanı miktarıncadır. Allah'ın kuluna ihsanı, ona yaptığı inayeti ve tercihi kadardır. Bundan öte, Allah'ın ilmi vardır. Bütün bunlar, bizlere kapalıdır; onlar ilahi kudretin sırrı ve bilemediğimiz tecellileridir. Kul ne kadar gaflete düşerse o kadar ilahi ilim ve hikmetlerden cahil ka- lir, mahrum olur. İnsan dünyayı sevdiği kadar gaflete düşer; heva ve hevesi- ne ne kadar düşkünse o kadar dünyayı sever. Heva ve hevesin kula hakimi- yeti nefsin sıfatlarını ortaya çıkarması ölçüsünde olur. Kalbte iman ve yakin nuru zayıfladığı ölçüde nefsin kötü sıfatları ortaya çıkar. Bu zayıflık da kalbin Allah'tan gayri şeylerle perdelenip kulun Rabbinden uzaklaşmasıyla meyda- na gelir. "
Öyle günahlar vardır ki onların cezası ancak son nefeste tevhitten mahrum edilmektir.
Reklam
Kardeşleri İçin Dua Etmek
Bir hadiste şöyle buyurulmuştur: "Bir kimsenin din kardeşi için gıyabında yaptığı dua geri çevrilmez kabul edilir. Duayı yapanın başına bir melek:" İstediğinin aynısı sana verilsin!" diye dua eder."
Bir Hadis: "Evinden ilim öğrenmek üzere çıkan kimse, dönünceye kadar Allah yolundadır."
Allah korkusundan dolayı bilmediği hususlarda susan kimse, Allah rızası için bildiği hususlarda konuşup fayda sağlayan kimse gibidir….
Ebû Husayn demiştir ki: "Zamanımızdaki insanlardan birisi, önüne gelen bir meselede hemen fetva verir. Hâlbuki, eğer o mesele Ömer b. Hattab'a gelseydi, onu hâlletmek için bütün Bedir ehlini toplar, hükmünü onlara sorardı."
Reklam
Edep ehlinden birisi şöyle demiştir: “Alimin hatası geminin delinmesine benzer. O delik yüzünden hem kendisi hem de içindeki insanlar batar.”
Sayfa 88
Kim din kardeşini bir günaha sevk ederse, kötülüğü emretmiş iyiliği nehyetmiş olur.
Sayfa 89
Ameli işlemeden önce niyeti elde etmeye bak; zira sen, hayır işlemeye niyetli olduğun sürece hayır üzere olursun!
Rıza ehline göre, ALLAH'tan razı olan bir kul (şikayet maksadıyla): "bugün hava çok soğuk!" veya "bugün hava çok sıcak!" gibi sözler söylemez.
Reklam
Bid'atlardan birisi de ezanda nağme yapmaktır. Bu da ezanda haddi aşmaktır. Müezzinlerden birisi, İbn Ömer'e, Şüphesiz ben seni Allah rızası için seviyorum" dediğinde, o da, "Fakat ben Allah için sana kızıyorum" dedi. Adam, "Yâ Ebû Abdurrahman, niçin bana kızıyorsun?" diye sorduğunda, İbni Ömer, "Çünkü sen ezanında haddi aşıyorsun ve ezan okumana karşılık ücret alıyorsun" dedi.
Sûf: Süfinin ve tasavvufun, yün anlamına gelen süf kelimesinden türediği görüşü dil, tarih ve mana bakımından daha isabetli görülmekte- dir. Süfi, "suf (genelde yünden mamul elbise) giyen kimse" demektir. Bu görüş mana, muhteva ve dil açısından en tutarlı olan görüştür.
Sayfa 15
Allahû Teâlâ'yı bilmek ve O'na iman etmek birbiriyle iç içedir, birbirinden ayrılmazlar. Allahû Teâlâ'yı bilmek, O'na imânın ölçüsüdür. Onunla fazlalık ve noksanlık birbirinden ayırdedilir. Çünkü ilim, imânın zâhiridir, onu açar, onu ortaya koyar. İmân ise, ilmin bâtınıdr; onu parlatır, nurunu yakar. Demek ki, imân , ilmin desteği ve gözüdür. İlim ise imânın kuvvet ve lîsanıdır.
Bilerek ya da bilmeyerek insanları beraberimizde günaha sevk ediyoruz.
Alimlerden birisi şöyle demiştir: “Günah işleme, eğer günah işlemek durumunda kalırsan, bu günaha başkasını sevk etme, iki günah kazanmış olursun.”
Sayfa 86
Rehbersiz yola çıkmaktan sakın, yoksa sıkıntılar içinde şaşırıp kalırsın. -Anlatıldığına göre İsrailoğullarından bir âbid yolculuğu sırasında bir ailenin toprağına ulaşır. Arazinin ortasında, gelip geçenlerin çiğneyerek yol haline getirdiği bir iz görür. Kendi kendine, “Başkasına ait bir araziyi ben nasıl yol olarak kullanabilirim?” diye düşünür.
1.058 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.