Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Emeran Mayer

Emeran MayerBeyin Bağırsak Bağlantısı yazarı
Yazar
7.8/10
31 Kişi
161
Okunma
7
Beğeni
1.236
Görüntülenme

En Beğenilen Emeran Mayer Gönderileri

En Beğenilen Emeran Mayer kitaplarını, en beğenilen Emeran Mayer sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Emeran Mayer yazarlarını, en beğenilen Emeran Mayer yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Zindelik ve ideal sağlığa giden basit yol
101 yaşındayken Londra maratonunu tamamlayan Singh de şöyle biridir: “Mizahsız bir hayat zaman kaybıdır, yaşamak mutluluk ve kahkaha atmaktan ibarettir”.
Stres ile ilgili konuşurken, genellikle günlük hayatın getirdiği bas­ kılardan veya travma ya da doğal afetler gibi daha büyük stres etkenle­ rinden bahsederiz. Ancak, beyniniz enfeksiyon, ameliyat, kaza, besin zehirlenmesi, uyku bozukluğu, sigarayı bırakma girişimi gibi bedensel olayları veya kadınlardaki menstrual döngü gibi doğal bir durumu bile stres verici olarak algılar.
Reklam
Duygusal işletim programlarımız genlerimize yazıl mıştır. Bu ge­ netik kodlama, kısmen ebeveynlerimizden miras alınır, aynı zamanda hayatımızın erken dönemlerinde yaşadığımız olaylardan da etkilenir. Örneğin, korku ya da öfke programınızı stresli durumlara aşırı tepki vermeye yatkın hale getiren genler miras almış olabilirsiniz. Buna ek olarak, çocukken duygusal travma yaşadıysanız vücudunuz bu önemli stres-tepki genlerine kimyasal etiketler eklemiş demektir. Aynı stresli duruma maruz kalan iki kişiden biri belirgin bir bağırsak reaksiyonu yaşamazken, diğeri mide bulantısı, mide krampları ve ishal ile karşı karşıya kalır. Yaşamın erken döneminde yapılan bu programlama, tehlikeli bir dünyada hayatta kal­ mak için iyi bir şey olabileceği halde, korunaklı bir ortamda güvenli bir şekilde yaşıyorsanız sizin için engelleyici bir durum oluşturur.
Bugün konumuz keyifle içtiğimiz alkol. Kutlamalarda, melankolik zamanlarımızda, bazen can sıkıntısında, neredeyse her ruh halinde alkollü içecekler tüketebiliyoruz. Bugün dünyanın en eski yerleşim yeri Göbeklitepe'de bile şarap kalıntılarına rastlandığına göre insanlığın en eski içeceklerinden birini irdeleyelim. Alkol vücudumuza girdiğinde neler oluyor? Alkol çok küçük bir molekül olduğu için mideye ulaşır ulaşmaz bir kısmı mide zarından geçerek kana karışıyor. Kana karışır karışmaz bütün vücuda yayılıyor ve damarların genişlemesine neden oluyor. Damarların genişlemesinden dolayı nabız yavaşlıyor, tansiyon azalıyor ve vücuda genel bir sıcaklık hissi yayılıyor. Alkol küçük bir molekül olduğu için kan beyin bariyerinden hemen geçiyor ve beyne ulaşıyor. Depresif bir etkisi olduğunu unutmayın. Üzgün hallerde içilen alkollü içecekler daha da üzülmenize yol açabilir. Nöronlara ulaşır ulaşmaz düşünce ve davranışları etkileyeme başlar. Algı, konuşma, denge ve görme sistemleri ilk etkilenen mekanizmalardır. Çok fazla tüketildiğinde bilinç kaybı yaşanabilir, motor kontrol yitirilebilir. Böyle durumlarda hastaneye başvurmak gereklidir. Alkolü dozunda ve haftada bir içmek sağlığınıza zarar vermez. Ancak kronik ve yüksek miktarda alkol tüketmek kanser dahil olmak üzere birçok rahatsızlığı beraberinde getirebilir. Alkol karaciğerde metabolize olurken yan ürün olarak asetaldehit oluşur. Asetaldehit DNA'da çift zincir kırılmalarına yol açar. Yani tamiri mümkün olmayan hasarlara. Bu yüzden kronik alkol tüketimi kanser dahil olmak üzere birçok hastalığa neden olur. Haftada 1 tüketmek yeterli.
(...)Duygusal bir motor program tetiklendiğinde, etkileri saatler boyu, hatta bazen yıllarca sürebilir. Düşüncelerimiz, geçmiş olayların anıları ve gelecekten beklentilerimiz beyin-bağırsak ekseninde gerçekleşen faaliyetleri etkileyerek bazen acı verici sonuçlara yol açabilir. Örneğin, bir zamanlar eşinizle akşam yemeğinde tartıştığınız restorana tekrar gittiğinizde, bu sefer samimi bir yemek sohbeti olmasına rağmen, anılarınız öfke programınızı tetikleyebilir. Bu bir İtalyan restoranıysa, herhangi bir İtalyan restoranı ya da sadece deniz ürünlü risottonun düşüncesi bile öfke programını uyarabilir. Bu senaryoyu, belli yiyecekleri sindirim rahatsızlığına neden olduğu için suçlamaya meyilli olan hastalarıma sıklıkla anlatırım. Bu hastalara sahip oldukları belirtilerin sorumlusunun yiyecekler mi yoksa önceden yaşadıkları bir olay mı olduğunu düşünmelerini söylerim. Belirtileri tetikleyen koşulları düşünmeye başladıklarında, beyin-bağırsak bağlantısının inanılmaz gücünü sıklıkla fark ederler.
Sayfa 54-55
Mikrobiyotanızı üzmeyin :)
Mikroplar yalnızca bağırsağınızın içinde yaşamakla kalmaz, birçoğu bağırsağınızın iç yüzeyini üreten jilet inceliğinde bir mukus ve hücre tabakasının üzerine yerleşmişlerdir. Bu eşsiz yaşam alanında bağırsağın bağışıklık hücereleri ve içimizden gelen hisleri kodlayan sayısız hücresel alıcı ile dip dibe dururlar. Bir başka deyişle, vücudumuzdaki başlıca bilgi toplama sistemleri ile yakın temas içinde yaşarlar. Bu konum, ne kadar stresli olduğunuz veya mutlu, endişeli ya da kızgın hissettiğiniz ile ilgili sinyalleri beyniniz bağırsaklara gönderdiği sırada (siz bu duygusal durumlardan tam olarak haberdar olmasanız bile) mikropların bu sinyalleri dinlemesine olanak verir. Ancak mikroplar sadece dinlemekle kalmayıp, daha fazlasını yaparlar. Ne kadar inanılmaz görünse de bağırsaklarınızdaki mikroplar, bağırsakların beyne geri gönderdiği sinsyalleri üreterek ve module ederek (düzenleyip değiştirerek) duygularınızı ilk elden etkileyecek konumdadır. Böylece, beyinde duygu olarak başlayan şey, bağırsaklarınızı ve mikroplarınız tarafından üretilen sinyalleri etkiler ve bu sinyaller daha sonra beyinle tekrar iletişime geçerek duygusal durumu güçlendirir ve hatta bazen uzatır..
Reklam
Hamilelikte yaşadığınız stres düzeylerinin bebeğinizin geleceğini tehli­keye atabileceği uzun süredir bilinmektedir. Aşırı stresli annelerin bebek­leri daha yavaş gelişir, doğum kiloları daha azdır ve enfeksiyonlara karşı daha savunmasızdırlar.
Sayfa 130
Sık kullanılan gıda katkı maddelerinin metabolizmamız üzerindeki tehlikelerinin yanında, bu kimyasallar bağırsak-mikrobiyom-beyin eksenimiz ile beyin sağlığımız açısından da önemli sonuçlara yol açabilirler. Bu deneylere göre, gıda emülgatörleri hayvansal yağlar ve yapay tatlandırıcılar gibi bağırsak mikrobiyotanızın yapısını bağırsaklarınızda, diğer organlarda ve iştah kontrol bölgeleri de dâhil olmak üzere beyninizde düşük dereceli inflamasyon oluşturacak şekilde değiştirebilirler. Bu maddelerin aşırı alınması, yüksek kalorili yiyeceklerin fazla tüketil mesine yatkınlık yaratarak inflamasyonu daha da kötüleştirebilir. Ne yazık ki, beslenme alışkanlıklarımızda beyin sağlığımızı etkileyebilecek çok fazla endişe verici etken bulunmaktadır.
Sayfa 248
Sezaryen
Vajinal mikroplar yenidoğanların bağırsak kanalına sağlıklı bir başlangıç sağladığı için, bilim insanları şimdi de sezaryenin yenidoğanın beyin sağlığını gelecekte tehlikeye atıp atmayacağını araştırıyor. Brezilyal ve İtalya gibi bazı ülkelerde, sezaryenle doğum oranının normal vajinal doğum oranını geçmesi ilginçtir. Ancak sezaryenle doğumların
Sayfa 134
Daha fazla doktor ve hasta, bağırsağın aslında duyguların sergilendiği bir tiyatro olduğunun farkına varsaydı bu tiyatro oyununun hastalar için acı verici bir melodram hâline gelme olasılığı azalabilirdi. ABD nüfusunun yaklaşık yüzde 15'i irritabl bağırsak sendromu, kronik kabızlık. hazımsızlık ve fonksiyonel mide ekşimesi de dâhil beyin-bağırsak rahatsızlıkları kategorisine giren çok çeşitli anormal bağırsak reaksiyonlarına maruz kalmaktadır. Bu kişiler bulantıdan geğirtiye ve karında şişkinlik hissinden dayanılmaz ağrılara kadar uzanan pek çok belirtiden yakınırlar. Şaşırtıcı bir şekilde, anormal bağırsak reaksiyonlarından muzdarip olan hastaların çoğunun, yaşadıkları bu bağırsak sorunlarının aslında duygusal durumlarını yansıttığı konusunda hiçbir fikri yoktur. Daha da şaşırtıcı olanı, ne yazık ki çoğu zaman doktorlar da öyledir..
Sayfa 38-39
Reklam
En ilgi çekici olan bulgu, anormal farelerin dışkıları normal davranan mikropsuz farelere nakledildiğinde, alıcı hayvanların da anormal şekilde davranmaya başlamalarıydı.
Beyne ulaşan bağırsak sinyalleri sadece hoş bir yemekten sonra doygunluk, mide bulantısı, ve rahatsızlık duygusu veya kendini iyi hissetme gibi bağırsak duyularını oluşturmakla kalmaz, aynı zamanda beynin verdiği yanıtların da bağırsaklara geri iletilerek belirli bağırsak tepkilerinin ortaya çıkmasını da sağlar. Beyin duyguları unutmaz. Bağırsaklarda oluşmuş içsel duygular beyindeki geniş veritabanlarında saklanır ve ileride yeni kararlar alırken bunlara erişilir. Bağırsaklarımızda hissettiklerimiz, sonuç olarak sadece yemek ve içmekle ilgili aldığımız kararları değil, birlikte vakit geçirmeyi seçtiğimiz insanlar ve çalışanlar, juri üyeleri ve liderler olarak diğer önemli değerlendirme şeklimizi de etkileyecektir.
"İnsan mikrobiyotası, insan olmanın temel bir bileşenidir."
Sayfa 107Kitabı okudu
...Trafikte önünüzü kesen sürücüden dolayı sinirlendiğinizde, mideniz şiddetle kasılarak asit üretimini artırır ve kahvaltıda yediğiniz yumurtanın boşaltılmasını yavaşlatır. Bu arada ince bağırsaklarınız kıvrılıp bükülerek içindeki mukus ve diğer sindirim sularını artırır. Benzer, ancak yine de kendine özgü bir durum endişe duyduğunuzda veya üzüldüğünüzde de gerçekleşir. Depresyona girdiğiniz zaman bağırsaklarınız neredeyse hiç hareket etmez. Aslında, bağırsaklarınızın beyninizde ortaya çıkan her duyguyu ayna gibi yansıttığını artık biliyoruz.
259 öğeden 226 ile 240 arasındakiler gösteriliyor.