Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Emeran Mayer

Emeran MayerBeyin Bağırsak Bağlantısı yazarı
Yazar
7.8/10
31 Kişi
161
Okunma
7
Beğeni
1.236
Görüntülenme

Öne Çıkan Emeran Mayer Gönderileri

Öne Çıkan Emeran Mayer kitaplarını, öne çıkan Emeran Mayer sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Emeran Mayer yazarlarını, öne çıkan Emeran Mayer yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bağırsakta yaklaşık 8 milyon mikrobik gen bulunur, bu sayı insan genomundan 400 kat daha fazladır. Daha da şaşırtıcı olan, biz insanlar genetik olarak çok az farklılık gösteririz ve genlerimizin yüzde 90’ından fazlası ortaktır ancak bağırsaklarımızdaki mikrobik genlerin çeşitliliği çarpıcı bir şekilde farklılık gösterir; sadece yüzde 5'i herhangi iki insan­da ortaktır. Bağırsak mikrobiyomu, beyin-bağırsak duyguları üreten makinelerimize yepyeni bir karmaşıklık ve fırsatlar boyutu kazandırır. Bağırsak mikrobiyotamızın duyguları hissetmemizdeki yeri çok önemli olduğu için stres, beslenme şekli, antibiyotikler ve probiyotikler gibi mikrobiyotanın metabolizmasını değiştiren herhangi bir şey, prensip olarak duygu oluşturan devrelerin gelişimini ve tepkisini değiştirebilir. Örneğin, duygusallıkla ilintili olarak dünyanın değişik bölgelerinde yaşayan insanlarda gördüğümüz farklılıklar, beslenme tarzı ve bağır­sakların mikrobik işlevindeki coğrafi farklılıklarla ilişkili olabilir mi? İleri sürülen bu yeni duygu kuramı doğruysa, cevap evet demektir. Bu tür bağlantıları doğrulamak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulsa da, şunları söyleyebiliriz: Duyguların özü bağırsaklardan ve vücudun diğer bölümlerinden tamamen izole edilmiş bir kavanozdaki hayali bir beyinde bile muhtemelen üretilebilirken, böyle bir beynin duygusal de­neyim repertuarı çok fazla olmayacaktır. Bağırsakların ve buraya yerleşik mikrobiyomun, duygularımızın yoğunluğunu, süresini ve benzersizliğini belirlemede büyük bir rol oynadığını düşünüyorum.
Mutluluk veya sevgi ile ilişkili sinyallerin bağırsak mikrobik çeşitliliğini artırdığı, bağırsak sağlığını geliştirdiği, bağırsak enfeksiyonlarından ve diğer hastalıklardan koruduğu ortaya çıkabilir.
Reklam
"Bana ne yediğinizi söyleyin, size kim olduğunuzu söyleyeyim."
Sayfa 32 - Jean Anthelme Brillat SavarinKitabı okudu
İnsanlığın ilk günlerinden beri, duygular düşüncelerimizi renklendirir ve kararlarımızı etkiler. Tehlike belirdiğinde, duygular dövüşmenize veya kaçmanıza yardımcı olur; bir eş bulmanıza yardımcı olan güdüleri harekete geçirir ve çocuklarınızla bağ kurmanızı sağlar. Duygularınız zevklerinizin oluşumunda rol oynar, sağlığınızı etkiler, en nefret ettiği­niz şeyleri belirler ve tutkularınızı alevlendirir. Hissettiğimiz duygular bizi insan yapan en özel şeylerdir.
Bavyeranın en yüksek dağı olan Zugspitze'nin eteklerindeki huzurlu tatil kasabası Garmisch'teki bir gastroenteroloji konferansına konuşmacı olarak katıldığımda, hayvanlarla yaşadıkları çevre arasındaki uyumlu ilişkiye bu kez çok farklı gözlerle bakma fırsatı yakaladım. Konuşmamı yapmak üzere dağın zirvesine çıkan trene bindiğimde parıldıyan sonbahar ışıklarının altında, ağaç kümeleri ile çevrili bozulmamış çayır­larda otlayan hayvanları izledim. Bu doğal uyum görüntüleri ile Kuzey California'da gördüğüm modern besi çiftliğindeki kasvetli yalnızlıklarına hapsedilmiş inekleri karşılaştırmadan edemedim. Böyle görüntüler süt endüstrisi reklamlarındaki "mutlu inek" yalanını su yüzüne çıkarıyordu.
vücuttaki serotoninin yüzde 95'inin aslında bağırsakta bulunan özel hücrelerde yer aldığını biliyoruz ve bu serotonin içeren hücreler yedikle­ rimizden, bazı bağırsak mikrobu türlerinin saldığı kimyasal maddeler­ den ve bu hücrelere duygusal durum i le ilgili bilgilendirme yapan beyn i n kendilerine gönderdiği sinyallerden etkilenirler. En dikkat çekici olan şey ise bu hücrelerin beynin duygu düzenleyici merkezlerine doğrudan sinyal gönderen duyu sinirlerine sıkı sıkıya bağlı olmasıdır ki bu da onları bağır­ sak-beyin ekseni içerisinde önemli bir kavşak yapar. Bu stratejik konum nedeniyle, bağırsak mikropları ve metabolitleri, depresyonun gelişiminde, şiddetinde ve uzunluğunda önemli ve büyük ölçüde fark edilmemiş bir rol oynamaktadır.
Reklam
Ormanda vahşi hayvanlar bol olmasına rağmen, hayvansal ürünler Yanomami halkının besin arzının yalnızca küçük bir yüzdesini oluşturur. Ayrıca, rehberimiz bize ev hayvanı olarak besledikleri evcil hayvanlarını veya sadece ruhani amaçlar ve törenler için kullandıkları kuş yumurtalarını asla yemediklerini anlatmıştı. Kadınlar, bahçelerde bir tür
Bağırsaklar ve beyin, sinirleri, hormonları ve inflamatuar mo­lekülleri içeren çift yönlü sinyal yolakları ile yakından bağlan­tı halindedirler. Bağırsaklarda oluşturulan büyük miktardaki duyusal bilgi beyne ulaşır (ba­ğırsak duyuları) ve beyinde ba­ğırsakların çalışmasını düzen­lemek için (bağırsak tepkileri) geri sinyal gönderir. Bu iki yolağın yakın etkileşimi duygu­ların oluşmasında ve bağırsak­ların en iyi şekilde çalışmasın­da kritik bir rol oynar. Bu ikisi birbiriyle karmaşık bir şekilde bağlıdır.
Doğmamış bebeğin bağırsaklarında hiç mikrop bulunmadığı için, anne stresinin yeni doğanın bağırsak mikrobiyotasını nasıl değiştirebil­diği ilk başlarda net değildi ama şimdi stresin annenin vajinal mikrobi­yotasını değiştirebildiğini biliyoruz, bu da yenidoğanın bağırsakların­daki mikropları önemli ölçüde etkiler.
Reklam
Doğum öncesi beslenme ve stresi önemseyin. Üreme çağında bir kadınsanız gebelikten doğuma kadar ve emzirme dönemi ile bebeğinizin bağırsak mikroplarının tam olarak oluştuğu dünyadaki ilk 3 yılı boyun­ ca, yediklerinizin çocuğunuzu da etkileyeceğini unutmayın. Annenin bağırsak mikrobiyomu fetusta beyin gelişmesini etkileyebilen metabo­ litleri üretir, ayrıca bağırsak-mikrobiyom-beyin ekseninde beslenmeye bağlı oluşan inflamasyon anne karnındaki bebeğin gelişmekte olan bey­ nine zarar verebilir. Aslında, gebelikte şiddetli bir inflamasyon otizm ve şizofreni gibi beyin hastalıkları açısından önemli bir risk oluşturur; annenin yağlı beslenmesine bağlı gelişen düşük dereceli inflamasyon da fetusun beyin gelişimini hemen göze çarpmayacak şekilde etkileyebilir. Diğer taraftan gebelikteki stresin veya bebek doğduktan sonra büyür­ ken annenin yaşadığı stresin, beyin gelişimi ve bağırsak mikrobiyotasını olumsuz etkilediği, bunun da çocukta sıklıkla davranış sorunlarına yol açtığı net bir şekilde ortaya konmuştur.
Her birimiz açık birer kitabız.
Sayfa 36 - Paloma Yayınevi 4. BaskıKitabı okudu
Bu eşsiz yaşam alanında bağırsağın bağışıklık hücreleri ve içimizden gelen hisleri kodlayan sayısız hücresel alıcı ile dip dibe dururlar. Bir başka deyişle, vücudumuzdaki başlıca bilgi toplama sistemleri ile yakın temas içinde yaşarlar. Bu konum, ne kadar stresli olduğunuz veya mutlu, endişeli ya da kızgın hissettiğiniz ile ilgili sinyalleri beyniniz bağırsaklara gönderdiği sırada (siz bu duygusal du­rumlardan tam olarak haberdar olmasanız bile) mikropların bu sinyalleri dinlemelerine olanak verir. Ancak mikroplar sadece dinlemekle kalmayıp daha fazlasını yaparlar. Ne kadar inanılmaz görünse de bağırsaklarınız­daki mikroplar, bağırsakların beyne geri gönderdiği sinyaller üreterek ve modüle ederek (düzenleyip değiştirerek) duygularınızı ilk elden et­kileyebilecek konumdadır. Böylece, beyinde duygu olarak başlayan şey bağırsaklarınızı ve mikroplarınız tarafından üretilen sinyalleri etkiler ve bu sinyaller daha sonra beyinle tekrar iletişime geçerek duygusal du­rumu güçlendirir ve hatta bazen uzatır.
Hissettiğimiz duygular bizi insan yapan en özel şeylerdir.
Sayfa 142 - Paloma Yayınevi 4. BaskıKitabı okudu
Her sene fazla kilo veya obezite nedeniyle en az 2,8 milyon insan yaşamını kaybetmektedir. Küresel olarak, diyabet hastalığının yüzde 44'ü, iskemik kalp hastalığının yüzde 23'ü ve bazı kanserlerin yüzde 7 ila 4 l'i aşırı kiloya ve obeziteye bağlı olarak gelişir.
259 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.