Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Eugene W. Holland

Eugene W. HollandDeleuze ve Guattari'nin Anti-Oedipus'u yazarı
Yazar
8.7/10
9 Kişi
19
Okunma
1
Beğeni
580
Görüntülenme

Eugene W. Holland Gönderileri

Eugene W. Holland kitaplarını, Eugene W. Holland sözleri ve alıntılarını, Eugene W. Holland yazarlarını, Eugene W. Holland yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Marx, işçiler üretim araçlarından ayrılıp kendi emek güçlerini bir meta olarak satar satmaz, gelişmeye başlayan kapitalizm soyut genel emeği gerçeklik içinde ürettiğinden dolayı, soyut genel emek kategorisinin Smith ve Ricardo'nun düşüncesinde olanaklı hale geldiğini öne sürer. Aslında soyut emek, bu tür koşullar altında gerçek varlık kazanır, çünkü emek, pazar da mübadele edilebilir bir meta halini almıstır; işçilerin kendileri harcanabilir bir hale gelmiştir, yaptıkları iş artık kendilerine ait değildir."
Marcuse'ye göre, Freud'un Oedipus karmaşası ve "ilk­sel kabile" ve kökensel baba katli miti gerçekten antropolojik ya da tarihsel değere değil, yalnızca "sembolik" değere sahiptir.
Reklam
Hazzın gerçeklik tarafından bastı­rılması, sınıf hiyerarşilerini ayakta tutan bir artı-bastırma ile tamamlanır; gerçeklik ilkesi, performans ilkesine boyun eğer. Performans ilkesinin aşamalı rasyonelleştirilmesi (büyük öl­çüde burjuvazinin tarihsel katkısı), bizzat performans ilkesi­nin rasyonalitesinin artık irrasyonel hale gelmesi sonucunu doğurarak, nihai olarak darlığın üstesinden gelinmesiyle doru­ğa ulaşır
Dışarıya yürüyüşe çıkan şizofren , analistin divanına uzanmış nevrotikden daha iyi bir modeldir. … bu gezintiler , şizonun yeryüzünü yeniden-keşfetme tarzıdır.
Her değişimin, varlık kazanması için bir süresi vardır; bu süre olayın tüm öğelerinden oluşan bir nitelik olarak deneyimlenir. Örneğin bir idam şunları içerir: Suçlu, kalabalık, cellat, din adamı, hava koşulları, koku, suç, birisinin suçluyla ilişkisi, kalabalığın kızgınlığı, ölüm anına ilişkin beklentiler -tümüyle heterojen koşullar, tek bir bekleme deneyiminde sentezlenebilir.
Şeylere ve sözcüklere yapışıp kaldığımız sürece, gördüğümüz şeyi konuştuğumuza ve konuştuğumuz şeyi gördüğümüze ve bu ikisinin birbiriyle bağlantılı olduğuna inanabiliriz: Bu şekilde, ampirik alıştırma düzeyinde kalırız. Fakat sözcükleri ve şeyleri açınca, tümceleri ve görünürlükleri keşfedince, sözcükler ve görünüş, a priori olan daha yüksek bir uygulamaya yükseltilir ....
Reklam
Deleuze ve Guattari şizof­reniyi, kapitalist ekonomi tarafından karakteristik olarak hem üretilen hem de bastırılan özgül bir psişik ve toplumsal işleyiş tarzına göndermede bulunmak için kullanır. en kötü durumlar­da -kapitalizm kendi ürettiği şizofreni sürecini onaylayamadığı zaman- sonuç "delilik"tir: süreç olarak şizofreni, kendilik olarak "şizofren"i ve psikiyatrik hastanın ıstıraplarını üreten bir bas­tırmaya boyun eğer. ancak en iyi durumlarda şizofreni süreci, uygulanabilir toplumsal pratikler biçimini ve dizginlenemeyen, özgür-biçimli insan etkileşimi hazlarını taşır.
Lacan'a göre bastırma, bir yandan bedenin ve bedensel itkilerin tözsel doğası ve diğer yandan anlamlama sistemi ola­rak ,dilin ve bilincin ayrımsal doğası arasındaki şu uyuşmazlığa dayanır: Varlık ve anlam bir arayüzeye girmezler ya da bir araya gelmezler; insan dili, insan bedenini temsil etmeyi başaramaz.
Sayfa 73
Bu yüzden şizoanaliz, arzu ve emeğin temelde aynı üretici güç olmalarına rağmen, yine de kapitalizmde, geleneksel olarak farklı disiplinlerin, ekonomi politik ve psikanalizin haritalandırdığı farklı rejimlere göre işlediklerini vurgular. Deleuze ve Guattari, bu iki disiplini ayıran sınıra çok az ilgi gösterseler de, rejimler arasında, arzulama­ üretimi (önceden libido) ve toplumsal-üretim (emek) olarak göndermede bulundukları özgül bir fark öne sürerler. Ancak bu fark, fantezi ve gerçeklik arasında değildir: "Bir yanda gerçekliğin toplumsal- üretimi ve diğer yanda salt fantezi olan bir arzulama-üretimi gibi bir şey yoktur ... toplumsal-üretim sadece ve sadece belirli koşullar altında bizzat arzulama üretimidir" (28-29/36). Bu bakış açısıyla Anti-Oedipus'un temel atılımını ve ör­gütlenişini daha iyi anlayabiliriz.
Sayfa 61
Son olarak "arzulama-makineleri" kavramı, belirttiğimiz üzere bilişsel olarak libido ve emeği tek bir terimle bağlama­ya hizmet ederken, önemli polemik amaçlara da hizmet eder. Bunların arasında en önemlisi, Freud'un bütün düşüncesinde yer alan psikenin tiyatro modelinin bir fabrika modeli ile değiştirilmesidir. Bu, her şeyden önce analitik girişim için uygun bir tarz olarak (Oedipus Rex, Hamlet ve benzerinde olduğu gibi) trajedinin reddini oluşturur: Şayet varsa şizoanalitik terapi, hüzünlü bir iç çekişle değil, içten bir kıkırdamayla sona erer. Her halükarda şizoanaliz, yaşam güçlerinin olumlanması adı­na, psikanalizin yaygın suç duygusunu ve yenilgiye ve ölüme trajik boyun eğişini ortadan kaldırarak, onun Nietzscheci bir yeniden-değerlendirmesini gerçekleştirir.
Sayfa 57
Reklam
(...) şizoanalizin temel amaçlarından biri, şizofrenik arzuyu çekir­dek aileden ve psikanaliz tarafından yürürlüğe konulan Oedipal arzu temsillerinden kurtarmaktır.
Sayfa 53
Deleuze ve Guattari'ye, ka­rakteristik bir biçimde modern ailesel ve kültürel suç biçimle­rini, pazarla ve pazarın toplumsal örgütlenmenin temeli olarak anlam ve otoritenin yerine nakit bağlantıların soyut ve kişi­sel-olmayan kalkülünü geçirme eğilimiyle ilişki içinde tarihsel olarak konumlandırma olanağını tanıyan da Marx'tır.
Sayfa 42
Kapitalist toplum "eşdeğerlikle yönetilir [ve] benzer olmayanı soyut nicelliklere indirgeyerek benzer kılar."
Sayfa 39
Esasen Marx'tan yararla­nan şizoanaliz, davranış ve biliş açıklamalarına bütün bir toplumsal ve tarihsel faktörler alanını dahil etmek için psikanalizi dönüştürür.
Sayfa 26
52 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.